Puddles türkçesi Puddles nedir

  • Gölcük.
  • İşemek.
  • Tavlamak (demir).
  • Gölet.
  • Yayılmak (mürekkep).
  • Külçe fırınında tasfiye etmek.
  • Çamurlu su.
  • Kumlu harç.
  • Sıvacı çamuru.
  • Su birikintisi.
  • Sıvamak.
  • Çamurlu suya girmek.
  • Sıva haline getirmek (kil ve kum).
  • Çamurlamak (su).
  • Çiş yapmak.

Puddles ile ilgili cümleler

English: Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
Turkish: Sen hiç bir çocuk olarak lastik çizmelerini giymedin mi ve su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi?

English: After the rain, there were puddles on the street.
Turkish: Yağmurdan sonra, sokakta su birikintileri vardı.

Puddles ingilizcede ne demek, Puddles nerede nasıl kullanılır?

Biggest toad in the puddle : Küçük veya önemsiz bir topluluktaki en önemli kişi. Baskın kimse. Bir topluluktaki en önemli kimse. Önemsiz bir topluluğun en önemli kişisi. Bulunduğu grubun diğer üyelerini sindiren kimse. Güçlü kimse.

Puddle : Sıvacı çamuru. Su birikintisi. Çamurlu su. İşemek. Külçe fırınında tasfiye etmek. Çamurlu suya girmek. Sıva haline getirmek (kil ve kum). Çiş yapmak. Kumlu harç. Gölcük.

Puddled : Allak bullak. Karışmış. Sıva haline getirmek (kil ve kum). Şaşırmış. Külçe fırınında tasfiye etmek. Çiş yapmak. Çamurlamak (su). Şaşkın. Sıvamak. Kafası karışmış.

 

Puddler : Demir tavlayıcı. Sıvacı. Külçe fırını.

Puddlers : Sıvacı. Demir tavlayıcı. Külçe fırını.

Black pudding : Pıhtılaşmış domuz kanından yapılmış sosis. Kandan yapılan sosis. Domuz kanı ve yulaf unundan yapılan bir yiyecek. Çikolatalı puding.

Puddlings : Balçık.

Puddling : Tavlamak (demir). İşemek. Külçe fırınında tasfiye etmek. Çiş yapmak. Sıvamak. Balçık. Çamurlu suya girmek. Sıva haline getirmek (kil ve kum). Çamurlamak (su).

Pudding grass : Yarpuz. Ballıbabagiller (labiatae) familyasından, taç yaprakları leylak renginde, keskin kokulu, meyveleri fındıksı tipte, çok yıllık, otsu, sürünücü ya da dik gövdeli bitkiler.

Puddinghead : Ahmak. Aptal.

İngilizce Puddles Türkçe anlamı, Puddles eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Puddles ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Piddles : Oyalanmak. Önemsiz işlerle uğraşmak. Hafife almak. Çiş. Sidik. Bayağı. Ehemmiyetsiz.

Bedaubing : Karalamak. Sürmek. Bulamak. Kirletmek. Bulaştırmak. Lekelemek.

Lagoon : Açık denizden bir kum setiyle ayrılmış ya da kıyı dilinin gelişmesiyle göl biçimini almış, sığ koy ya da körfez. Bk. mercan çemberi. Etrafı kara ile çevrili sığ su. Göl. Deniz kulağı. Denizin uzantısı göl. Oluşumlarında dalga aşındırma ve biriktirmesinin büyük payı olan, denizkulağı türünde göllere verilen ad, bk. çekmece, denizkulağı, gölcük. Kıyı gölü. Lagun.

Pee : (küçük) tuvaletini yapmak. İdrarını yapmak. Çiş. İdrar. İşeme. Sidik.

Calcimines : Kireç veya kalsimin ile kaplamak. Badana yapmak. Beyazlatmak. Yara bandı yapıştırmak. Badana. Badana yap. Badanalamak.

 

Linn : Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Küçük havuz. Çağlayan. Derin derecik. Missouri eyaletinde şehir. Şelale. Kansas eyaletinde şehir.

Draw up : Yetişmek. Dik tutmak. Kaleme almak. Ayarlamak. Dizmek. Kontrat imzalamak. Tanzim etmek. Dikleştirmek. Yazmak.

Backwaters : Durgunluk. Durgun yer. Siya etmek. Durgun su. Bir barajın gerisinde biriken su. Tersine kürek çekmek. Birikinti su. Kabarma. İlgisizlik.

Smother : Bastırmak. Boğarak öldürmek. Havasızlıkdan ölmek. Havasız bırakarak söndürmek (yangını). Gelişmesini engellemek. Boğmak (yastık veya battaniye vb ile). Boğularak ölmek (dumandan veya havasızlıktan). Bunalmak (dumandan veya havasızlıktan). Yenilmek. Bunaltmak (duman veya havasızlık).

Water hole : Su göledi. Büyük yağmur suyu birikintisi. Su çukuru. Gölek. Küçük göl.

Puddles synonyms : huddle together, mare's nest, piddle, pisses, puddled, flock, peeing, micturate, waterholes, pass water, peed, small lake, bedaubs, waters, do number one, jumble, constellate, pond, calcimining, make water, pool, daub, clutter, pees, puddling, disorder, piss, cluster, clart, drawing up, piddled, rummage, clump.

Puddles zıt anlamlı kelimeler, Puddles kelime anlamı

Orderliness : Dakiklik. Düzen. Çekidüzen. İntizam. Düzenlilik.

Order : Soru ya da sınarlardan oluşan bir gözlem aracında belli kural ya da nicelemelere göre elde edilen dizim. Buyurmak. Sınıf. Havale. Yol. Çeşit. Ismarlama. Tarikat. Düze. Takım.

Uncrowded : Tenha. Kalabalık olmayan. İnsanlarla dolu olmayan.