Pump money into türkçesi Pump money into nedir

  • Para pompalamak.
  • Para sağlamak.

Pump money into ingilizcede ne demek, Pump money into nerede nasıl kullanılır?

Pump : Ağzından laf almak. Tulumbayla çekmek. Ağız aramak. İnip çıkmak (barometre). Pompayla basmak. Pompa. Basaç. Şişirmek. Nefesini kesmek.

Money : İktisat, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Mangır. Bedel. Sikke. Servet. Ücret. Arpa. Tıkır (argo sözcük). Durağan olan, olmayan eşya değerini ölçen değişim aracı. eskiden gümüş paraya verilen ad. Para kırmak.

Into : E. Haline. İçeriye. Ye. -in içine. -e. Şekline. -a. İçine. Biçimine.

İngilizce Pump money into Türkçe anlamı, Pump money into eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pump money into ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Fund : Sermaye. Belirli bir iş için gerektikçe ödenmek üzere ayrılıp işletilen para. bir işletmenin başka varlıklarından fiziksel olarak ya da sayışımla her iki biçimde ayrılmış ve özel kullanımlara bağlanılmış bir ya da bir bölüm varlık. Sermayeye çevirmek. Para kaynağı. Belirli bir alandaki etkinliğin gerçekleştirilmesi için ayrılmış para ya da aynı işlevi gören varlıkların tümü. gerçek veya tüzel kişiler adına finansal kurum tarafından işletilen kaynak. Stok. Yatırmak. Yedek anamal. Özel yatırım. Finanse etmek.

 

Sustain : Desteklemek. Dayanmak. Doğrulamak. Çökmesine engel olmak. Ayakta tutmak. Hakkını vererek yapmak. Geçindirmek. Taşımak. Uğramak.

Supports : Destek olmak. Desteklemek. Takviye etmek. Bakmak. Destekler. Yardım etmek. Taraftarı olmak. Cesaret vermek. Doğrulamak. Tutmak.

Finance : Finanse etmek. Akçalı işler. Sermaye yatırmak. Ç.mali durum. Gereken parayı vermek. Fon ve sermaye sağlamaya yönelik ticari etkinlik. iktisadın, para ve diğer varlıkların yönetimi konusunu inceleyen bir alt dalı. para, kredi, bankacılık ve yatırımların yönetimi. Finansman sağlamak. Finans. Finanse.

Support : Doğrulamak. Taraftarı olmak. Tutmak. Destek. Israr etmek. Yardım etmek. Geçindirmek. Kaldırmak. Mesnetlemek. Dayamak.

Sustains : Sürdürmek. Onaylamak. Kabul etmek. Uğramak. Geçindirmek. Çekmek. Ayakta tutmak. İyi oynamak (rol). Çökmesine engel olmak. Uğramak (kötü bir şeye).

Pump money into synonyms : accommodate somebody with money.