Pustule türkçesi Pustule nedir

  • Cerahatle dolu kabarcık, sivilce.
  • Sivilce.
  • Püstül.
  • Deride veya kornea üzerinde oluşan irin içeren, ince duvarlı, küçük irinli kabarcık.
  • İrinli kesecik.
  • Kabarcık.
  • Kabartı.
  • Pustul.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Çıban.

Pustule ingilizcede ne demek, Pustule nerede nasıl kullanılır?

Kogojs spongiform pustule : Deride keratinositlerin arasında demetler halinde birikmiş nötrofil lökosit kümeleri. Kogoj süngerimsi püstülü.

Pustules : Püstül. Kabartı. İrinli kesecik. Kabarcık. Sivilce. Çıban.

Pustulant : Sivilce yapan.

Pustular : Püstülerle ilgili.

Pustulate : Sivilceli. Sivilce. Kabarcık.

Bovine infectious pustular vulvovaginitis : Herpesviridae ailesi, alphahepresvirinae alt ailesinde bulunan sığır herpesvirüs 1’in boğalarda penis ve prepusyumda, ineklerde vajina ve vulvada püstül oluşumuyla ve gebe hayvanlarda yavru atmayla belirgin çok bulaşıcı hastalık, çiftleşme egzantemi, enfeksiyöz püstülar vulvovajinitis, veziküler vajina yangısı, ipv, sığırların veziküler çiftleşme egzantemi. enfeksiyon koyun ve keçilere de vajina yangısına yol açar. Sığırların bulaşıcı püstüler vulvovajinitisi.

Juvenile pustular psoriasiform dermatitis : Juvenil püstüler psoriasiform dermatitis. Pitiryazis rozea.

Pustulous eczema : Egzama püstüllosum. Püstül oluşumlu akut egzama.

 

Pustulation : Püstülasyon. Sivilce. Sivilcelenme. Çıbanlaşma. Kabarcık.

Infectious pustular vulvovaginitis : İpv. Enfeksiyöz püstülar vulvovajinitis. Sığırların bulaşıcı püstüler vulvavajinitisi. Sığırların bulaşıcı püstüler vulvovajinitisi.

İngilizce Pustule Türkçe anlamı, Pustule eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pustule ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cavitation : Boşluk oluşumu. Kovuklanma. Oyma. Kavitasyon. Çukurlaşma. Boşluk. Boşlama. Oyuk.

Pock : Çiçek bozuğu. Çiçek hastalığında görülen kabarcık. Örtülü pürtük. Çiçek hastalığının kabarcığı. Kabarcık izi.

Abdominal palpation : Avuç içi, parmak veya yumrukla çok hafif basınç uygulayarak karın bölgesindeki değişikliklerin niteliğini anlamak için yapılan muayene, abdominal palpasyon. Abdominal palpasyon. Karın bölgesinin elle muayenesi.

Blains : Şişlik. Şiş. Uçuk. Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Apseli şişkinlik.

Protuberances : Yumru. Tümsek. Şişlik. Çıkıntı.

Puffiness : Şişlik. Aşırı süs. Kabarıklık. Kabartılık. Şişkinlik. Süslülük.

Ridge : Çıkıntı. Çatı sırtı. Yükselti. Bayır. Biyoloji, coğrafya alanlarında kullanılır. Dağ silsilesi. Sağrı. İki koyağı birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt. Çapalanmış düz sıra.

Abdominal pain : Abdominal ağrı. Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Karın ağrısı.

Hickeys : Adı anımsanmayan şey. Alet. Şey. Bükme demiri. Zamazingo. Tertibat. Baskı kusuru. Emme veya ısırma sonucu deri üzerinde oluşan kırmızı iz. Zımbırtı. Kusur.

 

Pustule synonyms : pustules, abattoir, fistulae, zit, abscesses, abaxial, papula, swelling, swellings, papilla, abscess, abdomen, a dna, carbuncles, bulging, eminentia, bulla, pimples, a c deformity, crista, raise, blisters, gathering, acne, superficial bacterial pyoderma, carbuncle, bleb, aposteme, pimple, furuncles, pustulate, ampulla, hickey.

Pustule ingilizce tanımı, definition of Pustule

Pustule kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A vesicle or an elevation of the cuticle with an inflamed base, containing pus.