Ranking türkçesi Ranking nedir

  • Sıra olmak.
  • Yer vermek.
  • Tasnif.
  • Dereceye giren.
  • Sıraya koymak.
  • Üst düzey.
  • Rütbesi olmak.
  • En yüksek rütbeli.
  • Dizilmek.
  • Sayılmak.
  • En yüksek mevkide veya makamda olan.
  • En rütbeli.
  • Dizmek.
  • Sıralam.
  • Dereceye girenler.
  • Saymak.
  • Yüksek rütbeli olmak.
  • Sıralı.
  • Kıdemli.
  • Başarı sırası.

Ranking ile ilgili cümleler

English: There are few high-ranking positions left open for you.
Turkish: Sizin için açık bırakılmış birkaç üst düzey pozisyon var.

English: A general is a high-ranking military officer.
Turkish: Bir general yüksek rütbeli bir subaydır.

Ranking ingilizcede ne demek, Ranking nerede nasıl kullanılır?

Ranking charts : Belli ayrıt ve olguların büyüklük ya da sıklıklarına göre sıra ve konumalarını gösteren çizim. Sıracalı çizimler.

Ranking officer : Yüksek rütbeli subay.

Delegation of high ranking officials : Yüksek kademe görevliler delegasyonu. Tümünün bulundukları pozisyonlarda pek çok yetkileri olan temsilciler grubu.

Conjugate ranking : Eşlenik dereceleme.

World ranking : Dünya sıralaması. Dünya klası.

Rankine scale : Rankine ölçeği. Fahrenheıt ölçüsü ile aynı değerleri kullanan mutlak sıcaklık cetveli (suyun donma noktası 491.69 derece ve kaynama noktası 671.69 derece).

Cranking : Krankla bağlamak. Marş esnasında motorları çalıştırma. Krankla çalıştırmak.

 

Outranking : Daha önemli olmak. Üst olmak. Kıdemli olmak. -den daha yüksek rütbede olmak. Rütbece daha üst olmak.

Crankiness : Acayiplik. Bozukluk. Zayıflık. Tuhaflık. Gariplik. Huysuzluk.

Franking machine : Mektup damgalama makinesi. Damgalama makinesi. Pullama makinesi. Posta ücretini basan cihaz.

İngilizce Ranking Türkçe anlamı, Ranking eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Ranking ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aligns : Hizalamak. Sıralamak. Sıralanmak. Aynı hizaya getirmek. Hizaya sokmak. Sıraya dizmek. Hizaya getirmek.

Queued : Kuyruğa atıldı. Sıraya eklendi. Sırada bekleme sayısı. Kuyruğa alınmış. Sıradaki. Sıraya alındı. Kuyruğa girmek.

Draw up : Sıvamak. Yetişmek. Akdetmek. Tanzim etmek. Dik tutmak. Düzenlemek. Durdurmak. Belge hazırlamak. Yığılmak.

Queues : Sıralar. Kuyruklar. Kuyruğa girmek.

Line up : Düzenlemek. Sıraya dizmek. Sıraya girmek. Hizaya gelmek. Kurmak. Bağdarlamalamak. Sıralamak. Sıraya sokmak.

Alined : Hizalamak. Sıralanmak. Oklahoma eyaletinde şehir. Sıralamak. Oklahoma eyaletinde yerleşim yeri.

Classified : Gizli (bilgi). Sınıflanmış. Tasnif edilmiş. Gizli. Kategorilere ayrılmış. Bölümlenmiş. Derecelendirilmiş. Sınıflandırılmış.

Counted : Sayılmış. Addedilmiş. Sayı saymak. Hesaba katmak. Sayılı. Önemi olmak. Addetmek. Varsaymak.

Poshest : Üst veya özel sınıfa giren her şey için kullanılan sözcük. Sosyetik. Gösterişli. Havalı. Kokain. Şatafatlı. Şık. Lüks. Birinci sınıf.

Serial : Dizi film. Tefrika. Dizisel. Birbirini izleyen. Seri. Dizi. Seri halinde. Tefrika halinde yayımlanan.

 

Ranking synonyms : higher ranking, array, classifying, fall in, classification, drawing up, consider, count, classing, be arranged, ranked, be accounted of, string out, calculates, nestor, classifications, give place to, make room, assumes, dissections, queue, account, assume, accommodate, count in, ordinals, collocating, rating, regimentation, arrange, standing, considers, form a line.

Ranking zıt anlamlı kelimeler, Ranking kelime anlamı

Junior : Oğul. Babasıyla aynı adı taşıyan kimsenin adına eklenir. Mevki veya kıdemce küçük olan kimse. Çocuk. Lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi. Küçük kimse. Ast. Genç. Yaşça küçük kimse. Daha genç.

Inferior : Aşağı derecede olan şey. Alt, alt taraf. Aşağı. İkinci derecede. Ast olan kimse. Alt. İnferiyor. Kalitesiz. Alt veya aşağı anlamında.