Cranking türkçesi Cranking nedir

  • Krankla bağlamak.
  • Krankla çalıştırmak.
  • Marş esnasında motorları çalıştırma.

Cranking ingilizcede ne demek, Cranking nerede nasıl kullanılır?

Cranking motor : Starter motoru. İlk hareket motoru. Marş motoru.

Crankiness : Huysuzluk. Tuhaflık. Zayıflık. Acayiplik. Bozukluk. Gariplik.

Crankier : Gevşek. Garip. Çabuk sinirlenen. Aksi. Eksantrik. Huysuz. Dengesi her an bozulabilir. Sinirli. Alıngan. Çabuk öfkelenen.

Crankiest : Gevşek. Sinirli. Garip. Alıngan. Ters. Huysuz. Ufak tefek şeylere çabuk kızan. Çabuk sinirlenen. Aksi. Tuhaf.

Crankily : Dır dır ederek. Düzensiz bir biçimde. Huysuz bir şekilde. Garip bir şekilde. Gevşekçe. Huysuzca. Sinirli bir şekilde.

Crank arm bearing : Krank kolu yatağı.

Crank cotter washer : Krank çatal rondelası.

Crank clutch : Krank kavraması.

Crank cotter pin : Krank çatal pimi.

Crank arm : Anadingil kolu. Krank kolu.

İngilizce Cranking Türkçe anlamı, Cranking eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cranking ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Gulping : Boğazı düğümlenmek. Yutma. Bastırmak. Yutkunmak. Soluğu kesilmek. Küçük dilini yutmak. Yutmak. İçine atmak.

Imbibing : İçmek. Soğurmak. Kapmak. Emmek. İçine çekmek. Öğrenmek. Massetmek. Kafa çekmek. Özümsemek.

 

Ingestion : Bir nesnenin ağızdan alınması. Alınım. Besin maddesinin hücreye alınması veya yutak ve yemek borusu yoluyla ağızdan mideye geçmesi, ingesyon. Yutma. Yeme. İngesyon. Emme. Midesine indirmek. Mideye indirme.

Crank : Eski alıcı ve göstericilerde, aygıtı çalıştırmak için elle döndürülen, alıcı ya da göstericinin düzeneğini devindiren sap. Krank kolu çevirmek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kol. Kaçık. Sabit fikir. Acayip kimse. Kıvırmak. Saplantı. Yol vermek.

Imbibition : Embibisyon. Emme. İmbikleme. İçine alma. Massetme. İçme. İmbibisyon. Emilme, sıvının katı madde tarafından emilmesi. Alma.

Dynamic : Devingen ayrım, çekim, film, kurgunun yarattığı etki, nitelik. alıcının devindirilmesinden doğan durum. duruk'un karşıtı. Canlı. Zaman içinde konumu, yapısı ya da niceliğini değiştirme özelliği olan özdek, olay ve süreçlerin genel niteliği. Mekanik gücü olan. Devingen. Hareketli. Tığ gibi. Devimsel. Bilgisayar, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Aktif.

Potation : İçki. Alem. İçki alemi. İçme.

Swilling : Çok içmek. Bol suyla yıkamak. Çalkalamak. Çok içme. Kafayı çekmek.

Dynamical : Enerjik. Kuvvetli. Güçlü. Dinamik.

Intake : Ağız. Girme. İçeri alınan miktar ya da sayı. Giriş. Yeni girenler (bir kuruluşa veya camiaya). Alım. Zararlı alım. Tarıma elverişli toprak. Giriş ağzı. Alınan miktar.

Cranking synonyms : crank up, consumption, ever changing, cranks, guzzling, uptake.

Cranking zıt anlamlı kelimeler, Cranking kelime anlamı

Quiet : Durgun. Huzur veren. Yatıştırmak. Sakinleştirmek. Dindirmek. Kandırmak. Dingin. Sakinleşmek. Dinlendirici. Gizli.

Cranking antonyms : undynamic.