Requires türkçesi Requires nedir

Requires ile ilgili cümleler

English: Ali requires special attention.
Turkish: Ali özel dikkat gerektiriyor.

English: Ali requires our assistance.
Turkish: Ali yardımımıza ihtiyaç duyuyor.

English: Above all, logic requires precise definitions.
Turkish: Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.

English: A growing child requires more food.
Turkish: Büyüyen bir çocuk daha fazla gıda gerektirir.

English: Ali requires constant care.
Turkish: Ali sürekli bakım gerektirir.

Requires ingilizcede ne demek, Requires nerede nasıl kullanılır?

Requires password : Parola gerektirir p.

Require to : Gerek görmek. Gerektirmek.

Require to be : Gerektirmek.

Require variable declaration : Değişken tanımlaması gerekli. Değişken tanımı iste.

If require : Gerektiği takdirde.

Required carrier return : İstenen satırbaşı.

Required pagebreak : Zorunlu sayfa sonu.

Require : İcap etmek. İhtiyacı olmak. Muhtaç olmak. Zorunlu tutmak. Gerekli olmak. İstemek. Talep etmek. Gerektirmek. Gerek duymak. Gereksinmek.

Required quantity : Gerekli miktar.

Required : Mukteza. İhtiyaç duyulmuş. Talep edilmiş. Gerek duyulan. İstenmiş. Gerekli. Gereken. Mecburi. Lazım.

 

İngilizce Requires Türkçe anlamı, Requires eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Requires ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Conducing : Neden olmak. Yol açmak. Götürmek. Katkıda bulunmak. Yardım etmek.

Be supposed to : -e yaramak. -meli. -meli -malı. -malı. Beklenmek. İzin verilmek. Zannedilmek. Farzedilmek. Lazım olmak. -mesi gerek.

Musting : Kızgınlık. -malı. Kızmış hayvan. Kızgın fil. Zorunluluk. Şıra. Şart. Gerekli şey. -meli.

Need : İhtiyaç. İhtiyaç duymak. Gereksemek. Gereksinim içinde olmak. -e ihtiyacı olmak. Karşılandığında haz, karşılanmadığında acı ve hüzün veren; karşılandıkça şiddetini kaybeden; zaman içinde kendini tekrarlayan; alışkanlık haline gelebilen; sınırsız ve öznel olan duygu. -meli. -mesi gerekmek. Gerek. İnsanın yaşaması, gelişmesi, üremesi, sağlığını koruması, doğal ve toplumsal çevreye uyabilmesi için gereken şey, koşul. güdü.

Forbid : Yasak etmek. Haram etmek. Olanak vermemek. Yasaklamak. Men etmek. Memnu kılmak. Menetmek. Engel olmak.

Dictate : Yazdırmak. Etkilemek. Söylemek. Belirlemek. İmla yazdırmak. Dikte etmek. Söyleyerek yazdırmak. Zorla kabul ettirmek. Emretmek.

Exact : Tehditle almak. Kesin. Dayatmak. Gerçekçi. Titiz. Tehditle elde etmek. Israrla istemek. İstemek ve zorla almak. Dikkatli.

Lack : Olmamak. Yoksun kalmak. -e sahip olmamak. -sizlik çekmek. Yoksun olmak. Olmayış. Eksiklik. Yokluk.

Tell : Anlamak. Açığa çıkarmak. Keşfetmek. Yaymak. Bilmek. Ayırt etmek. Söylemek. Bildirmek. Belli olmak. Etkili olmak.

Be pinched : Kıvranmak. Sıkışmak. Çimdiklenmek. Acı çekmek.

 

Requires synonyms : beggaring, involve, behoove, take, beggared, burden, command, draw, necessitating, adjures, be in want of something, disallow, aspire to, be wanting, ask for trouble, adjured, must, be pressed for, cry for, saddle, behooved, be essential, took, entailed, call for, adjuring, demand, begged, requisition, conduces, veto, be in need of, ask for.

Requires zıt anlamlı kelimeler, Requires kelime anlamı

Obviate : Üstesinden gelmek. Halletmek. Karşılamamak. Çözmek. Çare bulmak. Yetmemek. İzale etmek. Gereksiz kılmak. Önlemek. Gidermek.

Allow : İzin vermek. Fikrinde olmak. Hoş görmek. Saymak. Sağlamak. İmkan vermek. Düşünmek. Vermek. İndirim yapmak. İtiraf etmek.

Permit : Ruhsat. Müsaade etmek. Dış ülkelerden mal getirme ya da dış ülkelere mal çıkarma için tecimle uğraşan genel ve tüzel kişilere devletçe verilen belge. herhangi bir işlem nedeniyle verilen izin belgesi. Geçiş iznini göstermek üzere verilen belge. Evetçe. Elvermek. Olanak vermek. Yolcu geçmeliği. Müsait olmak. İzin belgesi.