Süvari kaptan nedir, Süvari kaptan ne demek

Süvari kaptan; Tarih alanında kullanılan bir terimdir.

Tarih terimi olarak anlamı:

Osmanlı donanmasında kapudane, patrona ve riyaleden sonra gelen bir aşama.

Süvari kaptan anlamı, tanımı

Kaptan : Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli. Kaptan pilot. Takım oyunlarında takımı temsil eden kimse. Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kimse, efe. Yolcu otobüsü sürücüsü

Süvari : Atlı. Atlı asker. Ticaret gemilerinde kaptanlık yapan kimse.

Kapudane : Osmanlı donanmasında koramirallığa denk bir aşama.

Patrona : Osmanlı Devleti'nde tümamirale yakın bir deniz subaylığı unvanı.

Donanma : Donanmak işi. Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü. Bir devletin deniz kuvvetleri, armada.

Kapudan : Kaptan.

Osmanlı : XIII. yüzyılda Osman Gazi tarafından Anadolu'da kurulan ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dağılan büyük Türk imparatorluğunun uyrukları. Düşündüğünü çekinmeden, açıkça söyleyen, bulunduğu toplulukta yetki sahibi olan.

Patron : Bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibi, başı, işvereni. Kumaşın biçilmesine yarayan, bir giysi örneğindeki parçaların biçimine göre kesilmiş kâğıt, kalıp. Bir kuruluşta, bir iş yerinde makam bakımından yetkili kimse. Sözü geçen paralı kimse.

Riyale : Osmanlı donanmasında kapudane ve patronadan sonra gelen ve tümgenerale denk bir aşama.

 

Osman : Bir tür kuş veya ejderha. Hz. Muhammet'in damadı, üçüncü halife. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı.

Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.

Riyal : Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası. İran, Katar, Suudi Arabistan, Umman ve Yemen'de kullanılan para birimi.

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Aşama : Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye. Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap.

Kapud : Fransızca kökenli capote: Sırta giyilen kalın asker elbisesi, yağmurluk.

Riya : İkiyüzlülük.

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar.

Kapu : Harmanda tahıl toplamaya yarayan hayvanla çekilen kapı büyüklüğünde bir araç, sıyırgı.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Sütür anlamı nedir?

İngilizce'de Sütür ne demek ? : suture