Sedef hastalığı nedir, Sedef hastalığı ne demek

Sedef hastalığı; bir tıp terimidir.

  • Deride, özellikle diz, dirsek veya kuyruksokumunda kızarıklık, pullanma ve deride dökülme ile beliren hastalık, sedef

Veterinerlik alanındaki anlamları:

İnsanlarda deride kırmızı, yama tarzında pul görünümlü değişimlerle belirgin kronik deri hastalığı, psoryazis.

İngilizce'de Sedef hastalığı ne demek? Sedef hastalığı ingilizcesi nedir?:

mother of pearl disease

Sedef hastalığı hakkında bilgiler

Sedef hastalığı (tıp dilinde: psoriasis), bir tür multifaktöryel etiyolojili deri hastalığı. HLA-Cw6 doku uygunluk antijeni birçok türünde genetik yönü oluşturur. Bu nedenle bazı hastaların ailelerinde de hastalık görülebilmektedir. Bazı ilaçlar ve duygusal dalgalanmalar hastalığı ortaya çıkarabilir veya aktifleştirebilir.

Stres, sedef hastalığını artıran faktörlerin başında gelmektedir. Ayrıca boğaz ve vücutta meydana gelen enfeksiyonlar, özellikle çocuklardaki damla tipi sedefi tetikleyen nedenlerdendir.

En sık görülen formu plak tipi sedef olup deride, özellikle diz, dirsek,sırtta ve sakrum denen kuyruk sokumunda kızarıklık, pullanma ve deride dökülme ile karakterizedir. Fakat hastalık başka şekillerle de görülebilmektedir.

Sedef hastalığının şiddeti, görüldüğü bölgeler, ve görünüşü, çeşidine bağlı olarak değişiklik gösterir. Plak tipi psöriazis en yaygın formudur, her beş sedef hastasından dördünde bu tip görülür. Bunun dışında, guttate, püstüler, inversa psoriasis ise daha az yaygındır, eritrodermik psöriazis ise çok nadir görülür.

 

Sedef hastalığı anlamı, kısaca tanımı:

Deri : İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten. Toplantı, düğün. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu. Bu tabakadan yapılmış. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek.

Dirsek : Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı. Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm. Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas.

Kuyruk : Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi. Başın arkasına toplanmış saç demeti. İnsanların sıra beklemek için art arda durarak oluşturduğu dizi. Bu organa benzeyen uzantı. Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti. Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ. Birisinin arkasına takılıp ondan ayrılmayan kimse. Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı.

Kızarıklık : Kızarık olma durumu.

Pullanma : Dış derinin boynuzsu küçük pullar veya büyük geniş parçalar durumunda dökülmesi. Pullanmak işi.

Dökülme : Dökülmek işi.

Hastalık : Ruh sağlığının bozulması durumu. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk. Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı. Aşırı düşkünlük, tutku.

 

Sedef : Midye, istiridye vb. deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sedefçilikte kullanılan, pırıltılı, beyaz, sert bir madde. Sedef hastalığı. Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş.

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan. Aşırı düşkün, tutkun.

Etiyoloji : Neden bilimi.

Uygunluk : Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet. Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman. Eşitlik. Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi.

Antijen : Vücuda girişi kendisine karşı antikor oluşmasına sebep olan protein yapısında madde.

Genetik : Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. Kalıtım bilimi.

Aile : Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Eş, karı.

İlaç : Bir hastalığı iyi etmek veya önlemek için türlü yollarla kullanılan madde, em, deva. Çare, önlem.

Duygusal : Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan). Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî.

Diğer dillerde Sedef hastalığı anlamı nedir?

İngilizce'de Sedef hastalığı ne demek? : n. psoriasis, psora

Almanca'da Sedef hastalığı : n. Psoriasis, Schuppenflechte

Rusça'da Sedef hastalığı : n. псориаз (M)