Selmincik nedir, Selmincik ne demek

Selmincik; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Kilis şehrinde, Elbeyli ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Selmincik tanımı, anlamı

Selmi : Servi ağacı. Dokuma aygıtında bezlerin sarıldığı sopa. Barışla ilgili, barışçıl

Selmin : Dokuma aygıtında bezlerin sarıldığı sopa. Dokuma aygıtında bezin sarıldığı ağaç. Dokuma tezgahında dokunan bezin üzerine sarıldığı yuvarlak ya da dört yüzlü döner ağaç. (Senir Sincanlı Afyonkarahisar; Bekilli Çal Denizli; Hacılar Kayseri; Köselerli Tarsus İçel) (seldir) : (Mudurnu Bolu) (selmir) : (Mudurnu Bolu) (selvi : (Kandilli Bozüyük Bilecik). [Bakınız: selmen]. Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.

Elbeyli : Kilis iline bağlı ilçelerden biri.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Kilis : Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. Kilis, Gaziantep'in ilçesi.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

 

Kili : Bağ ve bahçe duvarı. Tarla sınırı. Kabuksuz ceviz. Eşyanın ince, zayıf kısmı. Dört ölçek : Beş kili buğdayım var. Sonra.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Sellülitis anlamı nedir?

İngilizce'de Sellülitis ne demek ? : cellulitis