Slang türkçesi Slang nedir

  • Meslek argosu.
  • Konuşmak.
  • Azarlamak.
  • Küfretmek.
  • Bir soru sorarken ya da dile getirirken belli toplum kesimlerine özgü, olağan ya da düzgülü kullanımlara aykırı sözcük ve deyimlere yer veren dil.
  • Argo.
  • Gramer alanında kullanılır.
  • Kabadil.
  • Farklı bir anlaşma biçimi sağlamak üzere aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dildeki kelimelere özel anlamlar vermek, bazı kelimelerde değişiklik yapmak, dilin lehçelerinden, eskimiş ögelerinden ve yabancı kökenli biçimlerinden de yararlanmak suretiyle oluşturdukları, herkesçe anlaşılmayan kelime ve deyimlerden oluşan, gereğinde mecazlı anlamlara da yer veren özel dil veya söz dağarcığı: asker argosu, öğrenci argosu, kalaycı argosu, hırsız argosu, gemici argosu, şoför argosu gibi. || külhanbeylerin ve tulumbacıların kullandıkları, özel anlamlı kelime ve deyimlerin yer aldığı kaba dil: ağzını ıslatmak «içki içmek», alarga durmak «uzak durmak, açık durmak», aftos «kadın, sevgili», araklamak «çalmak», açmaza gelmek «tuzağa düşmek», atmasyon «asılsız anlamsız, uydurma, yalan söz veya haber», anafor «bedava, parasız», cavlağı çekmek «ölmek», dolma «yalan hile», fıymak «kopmak, savuşmak», kayış aşırmak «hile yapmak», ibiğini kaldırmak «kafa tutmak», tırnakçı «hırsız, yankesici», uyutmak «aldatmak, kandırmak», papel «para», papaz uçurmak «eğlence alemi yapmak, rakı alemi yapmak», uyuzlanmak «huylanmak, şüphelenmek», viraj almak «çok yalan söylemek», volta «bir aşağı, bir yukarı dolaşma», yaylanmak «çekip gitmek», yürek selanik «cesaretsiz, korkak», zoka «tuzak, hile, dalavere, oyun» vb.
 

Slang ile ilgili cümleler

English: It's fun to learn slang words in foreign languages.
Turkish: Yabancı dillerde argo kelimeler öğrenmek eğlencelidir.

English: "How's the trouble and strife?" is an example of a sentence using Cockney rhyming slang.
Turkish: "Torun torba nasıl?" bir ikileme cümlesi örneğidir.

Slang ingilizcede ne demek, Slang nerede nasıl kullanılır?

Slang word : Argo kelime. Günlük konuşmadan alınan fakat resmi olarak dilin bir parçası olmayan kelime.

Back slang : Sözcüklerin tersine söylendiği argo. Tersten konuşma. Ters argo. Kelimeleri tersten söyleme.

Sexual slang : Cinsel argo. Seksi tanımlamak için kullanılan sokak dili.

Vocational slang : Özel dil. Ağız. Bir toplumda, bireyin içinde bulunduğu sınıfa, yaşa, özellikle mesleğe göre belirlenen dil (d. aksan, her yönüyle dil, s. 86): hekim dili, siyaset dili, külhanbey dili gibi. bk. ve krş. argo.

Slanged : Küfredilmiş. Argo konuşmak. Azarlamak. Küfretmek. Azarlanmış.

Slanging : Azarlamak. Argo konuşmak. Uyuşturucu satma. Argo konuşma. Küfretmek.

Slangier : Argo. Daha argo. Argolu. Küfürlü.

Slander : Ağır suç atma. İftira atmak. Karalama. Kara çalma. Bühtan etmek. Kötüleme. Kirletmek. Tu kaka etmek. İftira.

Slangy : Argo. Argolu. Küfürlü.

Slangily : Argolu bir biçimde. Sokak diliyle konuşarak.

 

İngilizce Slang Türkçe anlamı, Slang eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Slang ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Chins : Çene hizası. Gevezelik. Çene hizasına getirmek. Çin. Myanmar'da yaşayan etnik bir grup. Çenenin altına sıkıştırmak. Çene. Birmanya'da'burma'da.

Berated : Fırça atmak (argo terim). Haşlamak.

Adjektive : Somut ve soyut ad ve kavramları niteleme, belirtme, yer gösterme, sayı gösterme, sorma gibi çeşitli yönlerden vasıflandıran, sınırlayan kelime türü: doğru imla, ağır yük, uzun yol, ince iş, güzel fikir, hünerli kişi, doru at, kızıl elma, bin bir dert, tek yol, o zaman, bu durum; hangi iş vb. sıcacık, ışıltılı günü bekliyordu (y. kemal, ortadirek, s. 190). tekmil otların taze, yeşil, gıcır gıcır kokusuyla kokuyordu (y. kemal, göst, e., s. 191). taşbaşoğlunun keskin, umutlu gözleri teker teker üstündeydi (y. kemal göst.e, s. 301). tenha, sessiz yollarda yürür, yürürüm (p. safa, biz insanlar, s. 181). mavi duman, bir bilek damarı gibi kabartılı ve sıcak dudaklarından çıktı (s. faik, bütün eserleri 1, s. 69). biz de mükemmel bir yalancı olduk arkadaş! (k. tahir, esir şehrin insanları, s. 298). bazen bir kaç hafta fazla, bir kaç gün fazla yaşamak işleri nasıl da alt üst ediyor (k. tahir, göst. e., s. 322). hacer! — ha bak, gelirken benim o uzun yeşil ipek başörtümü de getir (m.n. sepetçioğlu, çardaklı bacı, s. 96) vb. Sıfat.

Berate : Fırça çekmek. Paylamak. Haşlamak. Fırça atmak. Fırça atmak (argo terim).

Blackguards : Sövüp saymak. Hain. Terbiyesiz. İt. Alçak. Alçak herif. Hergele. Rezil. Küfürbaz.

Berates : Haşlamak. Paylamak. Fırça çekmek. Fırça atmak. Fırça atmak (argo terim).

Ablaut : Ses değişimi. Ünlü almaşması. Ünlü atlaması. Eklerle genişletilen bir kelimedeki ünlülerin, ünlü uyumu kurallarına bağlı olarak kendilerini ilk hecedeki ünlüye göre ayarlayıp ince sıradan kalın, kalın sıradan ince sıraya yahut da düz ünlüden yuvarlak, yuvarlak ünlüden düz ünlüye geçmeleri olayı: karşılaştırılmalıydı, okutturacağımızdan, gelebilecek miydiniz?, önümüzdekilerden, korkusuzluğundan vb. ayrıca bk. ünlü uyumu.

Admonishes : Kulağını çekmek. Nasihat etmek. Nasihat vermek. Kulağını bükmek. İhtar etmek. Öğüt vermek. Uyarmak. Tembih etmek. İhtar vermek.

Blaspheme : Sövmek. Kutsal şeylere saygısızlık. Saygısızlıkta bulunmak. Küfretmek (dine). Dine küfretmek. Dinsel konularda saygısızca konuşmak. Allah hakkında kötü konuşmak.

Action verb : (gramer) eylem veya hareket belirten yüklemin merkezi olan kelime. Hareket veya eylem fiili. Cümlede yüklemin gösterdiği işin yapma niteliği taşıdığını, yapanın dışında bir nesneye yöneldiğini gösteren fiil: al-, bil-, getir-, derle-, düşün-, kaz-, yaz-, taşı- vb. Kılış fiili. Eylem fiili.

Slang synonyms : slang expression, non standard speech, slang term, street name, rhyming slang, blew, basted, jargons, abstract noun, blasphemes, abusing, argot, shibboleth, admonishing, beshrews, slangier, abuse, active verb, vernacular, bring up, jargon, admonish, blaspheming, admonished, be on to, black guard, slangs, cank, accusative, slangiest, come out with, blackguard, lingoes.

Slang zıt anlamlı kelimeler, Slang kelime anlamı

Undeceive : Uyandırmak. Gözünü açmak. Bilgi vermek. Aklını başına getirmek. Uyarmak.

Slang ingilizce tanımı, definition of Slang

Slang kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Low popular cant. As, the slang of the theater, of college, of sailors, etc. A promontory. To insult with vulgar language. To address with slang or ribaldry. A fetter worn on the leg by a convict. Also, the jargon of some particular calling or class in society. Any long, narrow piece of land. Low, vulgar, unauthorized language. A popular but unauthorized word, phrase, or mode of expression.