Soy nedir, Soy ne demek

"Soy" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bizler hadi neyse, böyle biraz gülünç bir adamın hafif adına katlanalım ama yarın bizim soyumuzdan kimlerin yetişeceğini kim bilir." - M. Ş. Esendal
  • "Boy boyladı, soy soyladı." - Dede Korkut

Yerel Türkçe anlamı:

Kırlarda yetişen yabani bir sebze

Düz, düzgün.

Nakışsız, yol yol dokunmuş kilim.

İz sürmede, avda hayvanın aldığı koku.

Taşlık, kayalık.

Sülale

Sünnet. Kem

Babarda yetişen, uzun, silindir biçiminde, kabukları soyularak yenen bir bitki.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Cins.

Sosyoloji'deki anlamı:

Ana ya da babadan her birinin yalnız erkek ya da yalnız kadın ataları dolayısıyla oluşan yakınlık kümesi.

Diğer sözlük anlamları:

Söz, haber.

Bilimsel terim anlamı:

Birkaç altbölükten oluşmuş, aşamalı toplumsal denetleme düzeni, bk. altbölük. zıt anlamlısı sınıf, altkültür.

İngilizce'de Soy ne demek? Soy ingilizcesi nedir?:

caste, genus, lineage

Soy kısaca anlamı, tanımı:

Soya çekmek : Soyunun özelliklerini taşımak.

Soyadı : Herkesin ailece anılmasına yarayan öz adından sonraki adı, aile adı, aile ismi, soy ismi.

Soyağacı : Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, hayatağacı, soy kütüğü, şecere.

 

Soy gazlar : Asal gazlar.

Soy ismi : Soyadı.

Soykırım : Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme, jenosit, genosit, pogrom.

Soy kütüğü : Soyağacı.

Soy oluş : Türlerin, ortaya çıktıkları zamandan bulundukları zamana kadar geçirdikleri gelişim evrelerinin tümü, filogenez, birey oluş karşıtı.

Soy sop : Döl, zürriyet. Bütün soy ve hısımlar.

Soy yapısı : Bir canlının genlerinin bütünü, genotip.

Soya çekim : Kalıtım.

Köpek soyu : "Alçak, soysuz" anlamlarında bir sövgü sözü.

Cins : Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu. Tür, çeşit. Garip, tuhaf. Soy, kök, asıl. Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan.

Tür : Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılmış olan iş. Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılmış olan seyahat. Dolaşma.

Çeşit : Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik. Türlü. Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev.

İyi : Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not. Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren. Doğru olan. Bol, çok, aşırı. İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde. Esen, sağlıklı. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı. Yeterli, yetecek miktarda olan. Yerinde, uygun.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

 

Üstün : Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan.

Manzum : Düzenli, muntazam. Şiir biçiminde yazılmış.

Söz : Müzik parçalarının yazılı metni, güfte. Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi. Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil. Kesinlik kazanmayan haber, söylenti. Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük. Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme.

Soy ağacı : Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, hayat ağacı, soy kütüğü, şecere. Bir bireyin soyunu, geçmişten bugüne kadar gösteren çizelge.

Soy gaz : Öğeler Çizelgesinin Vlll-A kümesinde bulunan gaz. (Dış yörüngesi elektronlarla dolu olduğundan, sekizli kuralı uyarınca, kimyasal etkinliği yok denecek denli azdır.)

Soy kırımı : bk. soykırım.

Soy kilim : İşlemesiz, düz dokuma kilim.

Soy kütüğüne göre seleksiyon : Damızlığa ayrılacak hayvanların ana ve babaları veya daha büyük ebeveynlerinin verim kayıtlarına göre seçilmesi, pedigriye göre seleksiyon.

Soy maden, soy metal : (kimya)

Soy metal : Periyodik çizelgede Au, Pt ve Pd gibi kolaylıkla yükseltgenmeyen metaller. Gümüş, altın ve platin gibi kolaylıkla yenime ve kararmaya uğramayan metal. [Bakınız: soy maden]

Soy olmıyan metaller : (kimya)

Soy oluş ve birey oluş : Örgenliklerin tarih içinde birbirleriyle kesinlikle bağlantılı biçimde birer soy ve birey olarak belirmeleri süreçleri, bk. soy oluş, bireyoluş.

Soy sınıflaması veya tarihsel sınıflama : Dillerin hangi ana dilden çıkıp ürediklerine bakılarak yapılan sınıflama.

Soy ile ilgili Cümleler

  • Soy tükenmesi, evrimin bir parçasıdır.
  • Lütfen soy adını benim için heceleyebilir misin?
  • Portakalı soy ve bana bir parça ver.
  • Lütfen patatesleri soy.
  • Başkentte tabelalarda soy adımı gördüm.
  • Helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radon soy gazlardır.
  • Patatesleri ve havuçları soy.
  • Yemeden önce elmayı soy.

Diğer dillerde Soy anlamı nedir?

İngilizce'de Soy ne demek? : n. salty sauce made from soybeans; soybean, edible bean of the soy plant

v. be; come; play

adj. noble

Fransızca'da Soy : race [la], génération [la], genre [le], ligne [la], maison [le], espèce [la], (hayvan) engeance [la]

Almanca'da Soy : n. Abkunft, Familie, Geblüt, Generation, Geschlecht, Rasse, Volksstamm

Rusça'da Soy : n. род (M), дом (M), фамилия (F), предок: предки (PL), поколение (N), потомок: потомки (PL), порода (F), происхождение (N), генеалогия (F)

adj. породистый, знатный, родовой, генеалогический