Stands türkçesi Stands nedir

  • Ayağa kalkmak.
  • Üstlenmek.
  • Ismarlamak.
  • Dayanmak.
  • Tribün.
  • Kalmak.
  • Kanıtlamak.
  • Ayakta durmak.
  • Sineye çekmek.
  • Sehpa.
  • Katlanmak.
  • Devam etmek.
  • Karşı koymak.
  • Direnmek.
  • Desteklemek.
  • Göğüs germek.
  • Dikilmek.
  • Bulunmak.
  • Durmak.
  • İhtiyaç duymak.
  • Çekilmek.

Stands ile ilgili cümleler

English: A pine stands in front of his house.
Turkish: Evin önünde bir çam duruyor.

English: AI stands for artificial intelligence.
Turkish: YP yapay zeka anlamına gelir.

English: A high wall stands all about the garden.
Turkish: Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor.

English: A group of men stands in front of the hut.
Turkish: Bir grup erkek kulübenin önünde duruyor.

English: "USSR" stands for "Union of Soviet Socialist Republics".
Turkish: "SSCB" " Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği" anlamına gelir.

Stands ingilizcede ne demek, Stands nerede nasıl kullanılır?

He stands two meters : O iki metre uzunlukta. O iki metre uzun.

It stands to reason : Bir manası var. Gayet açıktır ki. Bu düşünülebilir. Hakkıyla. Mantıklı geliyor. Kuvvetle tahmin edilen bir şey için kullanılır. Makul. Şüphesiz. Akla uygun geliyor.

The metaphor stands for : Kinaye -'ı belirtiyor. Mecaz -'u simgeliyor.

Standstill : Tatil. Durma. Resim durdurma. Bir film gösterilirken, kuşaktaki herhangi bir resmi alıcı penceresi önünde istenildiği kadar tutma. Duraklama. Duraklayan. Paydos. Askıya alınan. Kımıldamama. Sekteye uğrayan.

 

Be at a standstill : İşlemez halde olmak. Durmak. Durmuş vaziyette olmak. Duraklamış olmak. Kesilmek. Kesilmiş vaziyette olmak. Kımıldamamak. Hareket etmemek. Durgun olmak.

Bedstands : Komodin.

Grandstands : Tribün.

Come to a standstill : Duraklama göstermek. Durgunluk yaşamak. Durma noktasına gelmek. Duraklamak. Sekteye uğramak.

Bandstands : Sahne. Açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform. Orkestranın yeri. Bando için yapılmış yer. Bando yeri.

Respiratory standstill : Solunum durması.

İngilizce Stands Türkçe anlamı, Stands eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Stands ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Entrusts : Güvenmek. Tevdi kılmak. Tevdi etmek. Vermek. Emniyet etmek. Emanet bırakmak. (yetki) vermek. Görevlendirmek. Emanet etmek.

Draw : Keşide. Çekme. Çizmek. Cazibe. Yem. Çekmek. Bir oyunu takımların golsüz ya da eşit sayıda gol atarak bitirmesi. Çekiş. Çekiliş.

Existed : Geçinmiş. Yaşamak. Mevcut. Olmak. Yaşamış. Var olmak. Var olmuş.

Be at a standstill : Durgun olmak. Kesilmiş vaziyette olmak. Hareket etmemek. Durmuş vaziyette olmak. Kımıldamamak. İşlemez halde olmak. Kesilmek. Duraklamış olmak.

Tribune : Piskopos tahtı. Platform. Kansas eyaletinde şehir. Yüksek rütbeli subay (roma). Halkın koruyucusu lider. Kürsü. Roma imparatorluğunda yüksek rütbeli subay.

Attests : Yemin ettirmek. Bildirmek. İddia etmek. Şahadet etmek (belgeyi imzalayarak bir şeyin doğruluğuna veya gerçekliğine). İspat etmek. Delalet etmek. Beyan etmek. Onaylamak. Tasdiklemek.

 

Upstand : Yaka. Parapet. Dikmek.

Trestlework : İskele işi. Payandalı yapı. Sehpa (köprü). Viyadük.

Contesting : İtiraz etmek. Rekabet etmek. Çekişmek. Yarışmak.

Attesting : İspat etmek. Şahadet. Doğrulamak. Onaylama. Onaylamak. Beyan etmek. İddia etmek. Yemin ettirmek. Tasdik etme.

Stands synonyms : place upright, face the music, stomachs, get up, jib, arise, endue, be left, be predicated on, horses, acquiesces, be contented with, braved, stood, become erect, abide, advocate, declines, arrive, rest, certifying, come to rest, come to, bleacher, antagonises, be left over, send away for, demonstrates, stand, acquiesced, abate, abidden, need.

Stands zıt anlamlı kelimeler, Stands kelime anlamı

Lie : Uzanmak. Kalmak. Yasal olmak. Palavra. Atmak. Kandırmak. Yalan söylemek. Mideye oturmak. Yalan atmak. Durmak.

Sit down : Yerinden kalkma. Oturmak. Koyulmak. Oturtmak. Yere inmek. Yerine oturmak. İniş yapmak.

Lie down : Şekerleme yapmak. Serilip yatmak. Kestirmek (uyku). Boylu boyunca uzanmak. Boylu boyunca yatmak. Sere serpe yatmak. Uzanmak. Yatmak.

Stands antonyms : high status, low status, sit, dominant, upper class, middle class, subordinate, lower class.