Stuck türkçesi Stuck nedir

  • Çakılıp kalmak.
  • Çıkamamak.
  • Kımıldamaz.
  • İğnelemek.
  • Delmek.
  • Tutturmak.
  • Tutmak.
  • Koymak.
  • Geçirmek.
  • Saplanıp kalmak.
  • Katlanmak.
  • Çıkmak.
  • Saplanmış.
  • Şaşırtmak.
  • Tutkun.
  • Kandırmak.
  • Yapışmak.
  • Çıkmazda.
  • Bırakmamak.
  • Takılmak.
  • Yapışmış.
  • Yuvasında sıkışmış (piston segmanı).
  • Yapıştırmak.
  • Şaşırıp kalmış.
  • Sokmak.
  • Takılmış.
  • Alıkoymak.
  • Saplamak.
  • Dayanmak.
  • Çıkıntı yapmak.
  • Ayrılmamak.
  • Mahsur.
  • Takılıp kalmak.
  • Takmak.
  • Uzatmak.
  • Çakmak.
  • Batırmak.
  • Sadık kalmak.
  • Bıçaklamak.

Stuck ile ilgili cümleler

English: Ali is probably stuck in traffic.
Turkish: Ali muhtemelen trafikte sıkıştı.

English: Ali is stuck in a traffic jam.
Turkish: Ali bir trafik sıkışıklığında tıkandı.

English: Ali got stuck in a traffic jam.
Turkish: Ali bir trafik sıkışıklığında saplanıp kaldı.

English: Ali stuck his nose where it didn't belong.
Turkish: Ali başkalarının işine burnunu soktu.

English: A bone stuck in my throat.
Turkish: Boğazımda bir kemik sıkıştı.

Stuck ingilizcede ne demek, Stuck nerede nasıl kullanılır?

Stuck fast : Kötü takılmış. Sıkışmış.

Stuck on : Yapışık. Vurulmak.

Stuck up : Kendini beğenmiş. Burnu havada. Kibirli. Burnu büyük. Havalı. Şımarık. Azametli.

Be stuck for : Eksikliğini çekmek. Karşılayamamak.

Be stuck on : Bağlanmak. Aşık olmak. Vurulmak. Tutulmak.

 

Be stuck with : Yüklenmek. Üstlenmek.

Being stuck in : -e gömülmüş olma. -e saplanmış olma. -e yapışmış olma. -e gömülü olma.

Being stuck : Mahsur kalmış olma. Bir yere kımıldayamama. Eklenmiş olma. Saplanma. Bağlanmış olma. Yapışkan olma. Sıkışmışlık. Yapışmış olma. Saplanmış olma. Mahsur kalma.

Unstuck : Gevşek. Ayrılmak. Gevşemiş.

Come unstuck : Yanılmak. Yüzü kızarmak. Başarısız olmak. Düş kırıklığına uğramak. Kötü gitmek. Gevşemek. Başarısızlığa uğramak. Ayrılmak. Rezil olmak. Suya düşmek.

İngilizce Stuck Türkçe anlamı, Stuck eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Stuck ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Accretes : Artmak. Büyümek. Katılımlarla büyümek. Birleşmek. Eklemek.

Hugged : Kucaklamak. Dört elle sarılmak. Kıyıdan gitmek. Sımsıkı tutmak. Sarmak. Pek yaklaşmak. Sarılmak. Benimsemek. Kucaklaşmak.

Dig through : Kazıp delmek.

Acquiesced : Normal karşılamak. Muvafakat etmek. Razı olmak. Ses çıkarmamak. Kabul etmek. Boyun eğmek. Karşı çıkmamak. Kabullenmek.

Enamoured : Aşık. Abayı yakmış. Düşkün. Meftun. Hayran.

Prickled : İğnelenmek. Batmak (ufak diken vb). Ufak diken. İğnelenme. Dalamak (kumaş veya giysi). Karıncalanma. Hafifçe batırmak. Karıncalanmak.

Empierce : Delip geçmek. Tesir etmek. İçyüzünü görmek. İçine işlemek. Sırrını anlamak. Etkilemek. Delik açmak. Nüfuz etmek.

Banter : Takılmak (argo terim). Hafif konuşma. Takılma. Şakalaşmak. Şaka yapmak. Laklak. Alay. Şaka. Laklak etmek.

Broaches : Açmak. Delik açmak. Açmak (bir konuyu). Çekmek. Şiş. Del. İleri sürmek. Konuya girmek. Şişlemek.

 

Accreted : Katılımlarla büyümek. Eklemek. Artmak. Büyümek. Birleşmek.

Stuck synonyms : cragfast, snot nosed, too big for one's breeches, continue, augments, snooty, agglutinated, book up, bash, abutted, adhered, catches, pierces, bulge, drag, lodge, bollixing, bear up, agglutinating, constrains, keep hold of, elapses, hold together, augment, drag out, crack a joke, limited, beetle, bear with, clasp, detains, appose, broaching.

Stuck zıt anlamlı kelimeler, Stuck kelime anlamı

Humble : Alçakgönüllü. Sıradan. Naçiz. Alçakgönüllü olmaya itilmek. Aşağılamak. Basit. Gururunu kırmak. Mütevazi. Kibrini kırmak. Alçak.

Unstuck : Gevşek. Ayrılmak. Gevşemiş.

Stuck ingilizce tanımı, definition of Stuck

Stuck kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A thrust.