Subway türkçesi Subway nedir

  • Metropoliten.
  • Altgeçit.
  • Altgeçit (yayalar için).
  • Yeraltı yolu.
  • Geçit.
  • Metro.
  • Altulaşım.
  • Yeraltı geçidi.
  • Metro şebekesi.
  • Metro (treni).
  • Tünel.
  • Kimi kez yer üstünden de gitmekle birlikte, genellikle yer altından giden ve büyük kentlerin kent içindeki ve yakın çevresindeki toplu taşıma gereksinmesini etkinlikle karşılayan, kentsel ulaşım dizgesi.
  • Alt geçit.

Subway ile ilgili cümleler

English: Can you direct me to the nearest subway station?
Turkish: Bani en yakın metro istasyonuna yönlendirebilir misiniz?

English: Could I have a subway map, please?
Turkish: Bir metro haritası alabilir miyim lütfen?

English: Ali doesn't like to ride the subway during rush hour.
Turkish: Ali iş çıkış saatleri sırasında metroya binmeyi sevmez.

English: Can you tell me where the subway entrance is?
Turkish: Metro girişinin nerede olduğunu bana söyleyebilir misin?

English: Ali usually takes the subway to school.
Turkish: Ali genellikle okula metro ile gider.

Subway ingilizcede ne demek, Subway nerede nasıl kullanılır?

Subway fare : Metro ücreti.

Subway map : Metro haritası.

Subway platform : Metro peronu.

Subway station : Metro istasyonu.

Subway system : Metro jüyesi. Metro sistemi.

Subway train : Altulaşım taşıtı. Metro.

The subway station is over there : Metro istasyonu orada.

 

Sub claims : İkincil istemler. Bir bulgu açıklamasında, asıl istemlerin yanında yer alan ikinci derecedeki istemler.

Where is the nearest subway station : En yakın metro istasyonu nerede.

Sub consultant : Taşeron müşavir.

İngilizce Subway Türkçe anlamı, Subway eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Subway ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Tunnel : Coğrafya, madencilik alanlarında kullanılır. Tünel yapmak. İçgeçit. Tünel açmak. Dehliz. Topu rakibinin bacağının arasından geçirme. Şose, demiryolu gibi ulaşım yollarına geçit sağlamak amacıyla, çok kez dağlık yörelerde yapılan yeraltı geçenekleri.

Railway : Şimendifer. Taşıtların metal raylar üzerinde hareket ettiği ulaşım yöntemi. Demiryolu. Banliyö hattı. Tren yolu. Tren. Demiryolu (ingiliz ingilizcesi).

Areaways : Bir binanın bodrum katına giden çukur alan. Kuranglez.

Feeding tube : Beslenme sondası. Besleme sondası.

Causeway : Set. Bataklıktan geçen yol. Cadde. Geçit yol. Alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol. Şose. Kazıklı yol (göl veya bataklık üzerinden geçen). Sedde üstü yolu. Bozuk arazide yapılmış geçit.

Cavalcade : Atlılar alayı. Süvari alayı resmi geçidi. Bütün sirk sanatçılarının giysileriyle seyirci önünden geçmeleri. Atlılar. Süvari alayı. Süvari geçit töreni.

Gallery : Galeri. Üst sahne. Ucuz balkon. En üst çevresel balkon. «shakespeare sahnesi» denilen, elizabeth dönemi halk tiyatrolarının sahne üstüne rastlayan balkonlu alan; burası yerine göre balkon, sur üstü, tepe vb. yerler için kullanılırdı. 2-sahnenin üst bölümü. Üst balkon. Eski yapı büyük sinema salonlarının en üstünde, bütün balkonlardan sonra yer alan balkon. Dehliz.

 

Heading : Rota. Bir bildirmelik başlığına giren mal ya da malları ad, nitelik ve özellikleri ile belirten sözcüklerin topu. Başlık (yazıda). Kafa vuruşu. (yazılarda) başlık. Pozisyon. Bilgisayar, gümrük, madencilik alanlarında kullanılır. Ana fikir. İlerleme galerisi.

Underground : Yeraltı treni. Gizli. Gizli örgüt. Yer altı. Toprak altı. Yeni akıma ait (sanat). Toprakaltı.

Tunneled : İçgeçit. Topu rakibinin bacağının arasından geçirme. Tünel açmak. Tünel yapmak. Dehliz. Galeri.

Subway synonyms : railway line, subway train, tubes, adits, underpasses, metro, subway system, causeways, aisles, underground railroad, bab, alleyway, alleys, undergrounds, railway system, alleyways, railroad line, gallerying, alley, railroad, aisle, headings, metropolitan, subways, metros, catwalks, adit, areaway, tube, underground railway, the tube, underpass, galleries.

Subway ingilizce tanımı, definition of Subway

Subway kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : An underground way or gallery. Especially, a passage under a street, in which water mains, gas mains, telegraph wires, etc., are conducted.