Swell türkçesi Swell nedir

  • Gururlandırmak.
  • Doldurmak (rüzgar yelkeni).
  • Eşik.
  • Artmak.
  • Büyümek.
  • Rüzgarla şişmek.
  • Taşmak.
  • Bombaj.
  • Şişmek.
  • Dalgaların, fırtına bölgesi dışına, rüzgarsız yerlere ulaşan ve düzenli kabartılar ve çukurlar durumunda kıyıya yaklaşıp çatlayan bölümlerine verilen ad.
  • Coğrafya, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Dolmak.
  • Koltukları kabarmak.
  • Gurur duymak.
  • Dolmak (yelken rüzgarla).
  • Koltuklarını kabartmak.
  • İftihar etmek.
  • Soluğan.
  • Kabarmak.
  • Boşalmak (göztaşı vb.).
  • Rüzgarla şişmek (yelken).
  • Yükselmek.
  • Karalar üzerinde ya da deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran, üzeri çok kez düz, tümsek biçimli kabartılar.
  • Boşalmak (gözyaşı).
  • Kutu konserve ürünlerde fiziki hatalara, kimyasal reaksiyonlara ve mikroorganizmalara bağlı olarak iç basıncın artmasıyla oluşan şişme olayı.

Swell ile ilgili cümleler

English: Ali twisted his ankle and it swelled up.
Turkish: Ali bileğini burktu ve o şişti.

English: You're a swell guy, Tom.
Turkish: Sen züppe bir adamsın, Tom.

English: In the 19th century, the number of immigrants swelled rapidly.
Turkish: 19. yüzyılda göçmenlerin sayısı hızla arttı.

English: I think you're swell.
Turkish: Şık olduğunu düşünüyorum.

English: The toothache made his face swell up.
Turkish: Diş ağrısı onun yüzünü şişirdi.

 

Swell ingilizcede ne demek, Swell nerede nasıl kullanılır?

Swell box : Orgda boruların açılıp kapanan koruncağı.

Swell mob : Şık dolandırıcı. İyi giyimli yankesici.

Swell organ : Org boru muhafazasındaki borular. Koruncak içinde bulunan borular takımı.

Swell out : Şişirmek. Artırmak. Şişmek. Yükseltmek.

Swell resistant : Şişmez.

Sweller : Şık (giyinim). Güzel. Müthiş. Harika. Şiş. Züppe. Havalı. Şık.

Swellels : Memeliler (mammalia) sınıfının, kemiriciler (rodentia) takımının, yalın dişliler (simplicidentata) alt takımının, sincabımsılar (sciuromorpha) bölümünden, kuyrukları körelmiş, toprak altında yuva kazan türleri olan bir familya. Memeliler (mammalia) sınıfının, kemiriciler (rodentia) takımından, alt ve üst çenelerinde yalnız ikişer tane kemirici diş bulunan, kesici dişlerinin yalnız öne bakan kısımlarında mine bulunan türleri içine alan bir alt takım. Yalın dişliler. Yalın dişligiller.

Swelled : Büyümüş. Kabarmış. Şişmiş.

Ground swell : Kabarma. Uzun ve yüksek soluğan. Dip dalgası. Sismik hareketlerin deniz dibinde yarattığı titreşim veya devinim. Salıntı. Soluğan. Parti tabanında veya halk tabakasında oluşan fikri hareket veya akım.

Swell up : Artırmak. Şişirmek. Yükseltmek. Şişmek.

İngilizce Swell Türkçe anlamı, Swell eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Swell ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Augment : Uzamak. Uzatmak. Büyütmek. Değerlendirmek. Çoğalmak. Arttırmak. Çoğaltmak. Değerlenmek. Sayısını arttırmak.

Fill : Doldurmak. Dolusu. Doymak. Dolduracak miktar. Doyumluk. Yapmak. Şişirmek. Doyma. Kaplamak.

 

Glorying : Sena. Güzel görünüş. Ün. Sevinmek. Memnun olmak. Görkem. Celal. -e çok sevinmek. Şan.

Pride oneself on : İle övünmek. Gururlanmak. Övünmek. Gururunu yaşamak.

Become adult : Yetişkin olmak. Yetişkin hale gelmek. Olgun hale gelmek. Olgunlaşmak.

Tumefy : Şişirme. Kabartmak. Şişirmek. Kabarma.

Be in the ascendent : İtibarı artmak. Yıldızı parlamak. Hükmetmek.

Lapse : Sapmak. Geçmek. Kullanılmaz durumda olmak. Zeval bulmak. Kaymak. Bitmek. Bir süre için inanç ve prensiplerinden vazgeçmek. Kusur etmek. Zaman geçmek.

Bilge : Herze. Fıçı karnı. Zırva. Saçmalık. Aptalca konuşma. Karina. Sintine. Şiş. Sintine suyu.

Dilates : Kabartmak. Genleşmek. Genişletmek. Açılmak. İrileşmek. Genişlemek. Büyütmek. Şişirmek. Açıklamak.

Swell synonyms : tumesce, bloating, effervesce, increase, congest, burst with pride, take pride in, dooring, bloat, congests, be puffed up, prides, clogging, swell with pride, bulks, be left, vesicate, swell up, doorsteps, ascends, clogs, billows, bulge, be full, bulked, exalt, lapses, pride, become tumid, blister, flow, expand, get over.

Swell zıt anlamlı kelimeler, Swell kelime anlamı

Decrease : Düşüş göstermek. Eksilme. İnmek. Azalmak. Eksilmek. İnişe geçmek. Azaltmak. Eksiltmek. Küçülmek. Azalma.

Swell antonyms : natural depression.

Swell ingilizce tanımı, definition of Swell

Swell kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Having the characteristics of a person of rank and importance. To dilate or extend the exterior surface or dimensions, by matter added within, or by expansion of the inclosed substance. To cause to rise, dilate, or increase. As, the legs swell in dropsy. As, rains and dissolving snow swell the rivers in spring. To grow larger. As, a swell person. A swell neighborhood. Showy. Immigration swells the population. A bruised part swells. The act of swelling. Dandified. Distinguished. A bladder swells by inflation. To increase the size, bulk, or dimensions of.