Takımada nedir, Takımada ne demek

Takımada; bir coğrafya terimidir.

  • Birbirine yakın büyüklü küçüklü birkaç adanın tümü

Coğrafya'daki terim anlamı:

Birbirine az çok yakın birkaç ya da geniş bir deniz alanına dağılmış olarak birçok adadan oluşan ve genellikle ortak adları bulunan ada topluluğu. bk. adadizisi

İngilizce'de Takımada ne demek? Takımada ingilizcesi nedir?:

archipelago

Osmanlıca Takımada ne demek? Takımada Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

cezair-i müçtemia

Takımada hakkında bilgiler

Takımada, çevresi sularla kaplı iki ya da daha fazla toprak parçasının oluşturduğu adalar topluluğudur. Takımada kelimesi literatürde "üstün deniz" anlamına gelen, Yunanca arkhon (arkhi-) ("lider") ve pelagos ("deniz") kelimelerinden gelir. Antik çağda, Takımada (Yunanca: Αρхιπέλαγος) Ege denizi için kullanılan bir kelimeydi ve sonraları ise denizdeki adaların sayısı dikkate alınarak Ege Adaları yerine kullanılmaya başlandı. Şimdilerde ise genellikle ada gruplarını isimlendirmek veya bazen de Ege'deki gibi çok sayıda dağınık ada için kullanılır.

Takımadalar genellikle açık denizlerde buluşur ve en az bir büyük ada kümesi komşusu olur. Örneğin İskoçya civarında 700'den fazla ada vardır. Temel olarak takımadalardan oluşan en büyük dört devlet Japonya, Filipinler, Birleşik Krallık ve Endonezya'dır. (CIA World Factbook kayıtlarındaki dünyanın en büyük takımada devletleri) .

 

Hacim bakımından dünyanın en büyük takımadası Arktik Okyanusunda bulunan Kuzey Kanada'dır.

Takımada tanımı, anlamı:

Büyük : Önemli. Üstün niteliği olan. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Niceliği çok olan. Büyük abdest.

Takım : Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Takım elbise. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Sigara ağızlığı. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad.

Yakın : Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Benzeyen, andıran, yaklaşan. Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Uzak olmayan yer. Uzak olmadan.

 

Küçük : Geri aşamada. Küçük abdest. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Kısık, parlak olmayan (ses). Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı.

Çevre : Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Yağlık. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

Kaplı : Kaplanmış olan. Ciltli. Kabı olan.

Toprak : Kara. Arazi, tarla. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Ülke. Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli.

Parça : Pasaj. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Güzel, alımlı kız veya kadın. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. Tane. Nesne. Müzik eseri.

Toplu : Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Topu olan. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Bir arada, bütün, kombine. Vücutça dolgun. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış.

Diğer dillerde Takımada anlamı nedir?

İngilizce'de Takımada ne demek? : archipelago

Fransızca'da Takımada : archipel [le]

Almanca'da Takımada : der Archipel

Rusça'da Takımada : n. архипелаг (M)