Towns türkçesi Towns nedir

Towns ile ilgili cümleler

English: The two towns are separated by a river.
Turkish: İki kasaba bir nehirle ayrılır.

English: Many people visit the beautiful towns of Italy.
Turkish: Birçok insan, İtalya'nın güzel şehirlerini ziyaret eder.

English: He grew up in small towns in Texas.
Turkish: Teksas'ta küçük şehirlerde büyüdü.

English: Hundreds of cities and towns suffered damage.
Turkish: Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

English: The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
Turkish: Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.

Towns ingilizcede ne demek, Towns nerede nasıl kullanılır?

Towns people : Şehir halkı.

Satellite towns : Daha büyük bir şehrin etrafını çevreleyen küçük şehirler. Uydu kasabalar. Uyduşehir. Yakınında bulunduğu şehre bağımlı yerleşim yeri. Uydu kent.

Small towns : Küçük kasaba. Kasaba.

Townscape : Kentsel peyzaj. Şehir manzarası.

Townscapes : Şehir manzarası. Kentsel peyzaj.

Townshend : Rock grubu the who nun solisti ve şarkı sözü yazarı. Bir soyadı. Vermont eyaletinde yerleşim yeri. İngiliz rock and roll müzisyeni. Pete townshend (1945 doğumlu).

 

Townsfolk : Kasaba ahalisi. Şehir halkı. Kasaba halkı.

Townspeople : Kasaba halkı. Şehir halkı.

Fellow townsman : Hemşehri. Hemşeri.

Townswomen : Bayan kasaba sakini. Şehirli kadın.

İngilizce Towns Türkçe anlamı, Towns eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Towns ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Burgh : İskoçya'da kasaba. Kasaba (isk.).

Damming : Set çekmek. Baraj. Hazne. Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. Engellemek. Baraj yapmak. Engel. Zapt etmek. Büğemek.

Riding : Binicilik. Ata binilen alan. Binek. Biniş. Binici yolu. Binme (bisiklet). Binme.

Town : Belde. Metropol. Başta tecim, işleyim, yönetim ve eğitim olmak üzere çeşitli görevleri bir araya toplayan ve bu görevlerden daha egemen olanına göre yaşam biçimi ve çevresine etkileri bakımından ayrımlı büyük yerleşim özeği. Megapol. Çarşı.

Districted : Semt. Bölgelere ayırmak. Nahiye. İdari olarak ayrı olan bölge veya alan. Bölge. Sancak. Yöre. Kesim. Havali.

City : Kent yönetimi. Büyük yerleşim yeri. Tarım dışı etkinliklere, özellikle işleyim ve hizmet etkinliklerine dayalı, 10.000 den daha kalabalık nüfuslu yerleşme yeri. İngiltere'de. Sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun, yerleşme, barınma, gidişgeliş, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşılarda bulunduğu, köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan yerleşme birimi. Büyük kasaba. Metropol. Bulunduğu il. Belde.

 

County : İdari bölge. İl. Eyalet. Abd ilçe. Kont. Vilayet. Yerel idarelerin en küçük birimleri. Kontluk. Eyaletteki yerel yönetim bölgesi. İdare bölgesi.

Districts : Mahalle. Bölge. Havali. Kaza. Bucak. Semt.

Midtown : Şehir merkeziyle dış kesimleri arasında kalan bölge. Tennessee eyaletinde yerleşim yeri.

Shires : Kontluk. Eyalet (ing.). İngiltere'de kontluk idare bölgesi. İdari bölge. Sancak. Yönetim bölgesi (ing.). Eyalet. Liva.

Towns synonyms : cowtown, cow town, city limits, city limit, the shires, civic center, straights, bourg, market town, municipality, ghost town, small towns, localities, centrum, hometown, townsfolk, urban, main street, city center, midtowns, wicks, the county, administrative districts, vill, burghs, towns people, borough, counties, boom town, downtown area, urb, burg, ridings.

Towns zıt anlamlı kelimeler, Towns kelime anlamı

Close : Avlu (okul, kilise). Yummak (göz). Göğüs göğüse kavga. Yakın. Son söz. Çevirmek. Bitirmek. Bağlantılı. Son.

Uncrossed : Çizgisiz (çek). Çarpısız. Çizgisiz. Açık. Çapraz olmayan.