Tromboz nedir, Tromboz ne demek

Tromboz; Biyoloji, Veteriner alanlarında kullanılan bir kelimedir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isim olarak kullanılır.

  • Kan pıhtısı oluşumu nedeniyle kan akışının engellenmesi

Biyoloji'deki anlamı:

Kan pıhtısı teşekkülü.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Canlıda devamlılığı bozulmamış kalp-damar sistemi içerisinde bir trombüsün oluşması, gelişmesi veya varlığı.

Teknik terim anlamı:

Damar içerisinde oluşan kan pıhtısı, trombüs.

Tromboz hakkında bilgiler

Tromboz, damar içinde bir kan pıhtısının oluşması ve böylece kan akışını engellemesi durumuna verilen isimdir. Ayrıca, genel bir tanım olarak herhangi bir damardaki trombüsten kopan pıhtı parçasının başka bir bölge damarında tıkanmaya sebep olmasına tromboembolizm denir. Gen mühendisliğiyle elde edilen t-PA (doku plazminojen aktivatörü) bir kateter aracılığıyla trombozlu alana doğrudan verildiğinde plazminojenin plazmine dönüşümünü aktifleştirir ve plazmin de trombozu eritir.

Tromboz anlamı, tanımı

Hiyalinize tromboz : Tromboz kitlesinin hiyalinleşmesi hiyalinleşmesi sonucu veya şok olaylarında damar içi pıhtılaşmalar sonucu oluşan bağdaşık yapılı tromboz

Kanallı tromboz : Tromboz kitlesinin çeşitli yerlerinden delindiği ve buralarda kanın akışına elverişli kanalların oluştuğu tromboz tipi.

 

Konglütinasyon trombozu : Kümelenme trombozu.

Kuyruklu tromboz : Damar duvarına yapışık olan trombozun uç kısmının kuyruk biçiminde uzandığı tromboz tipi. Trombozun kuyruğu, atardamar dolaşımında kan akışının aksi yönünde, toplardamar dolaşımında ise kan akımı yönünde ve kalbe doğrudur.

Kümelenme trombozu : Damar çeperindeki zedelenme ve endotel hücrelerinden tromboplastin açığa çıkmasından kaynaklanan, genellikle atardamarlarda görülen damar içi kan pıhtılaşması, konglütinasyon trombozu. Fiziksel darbe, arteryosklerotik plaklar ve yangılar sonucu meydana gelir.

Pıhtılaşma trombozu : Kanın pıhtılaşmasıyla meydana gelen, pıhtının endotele yapışık olmadığı tromboz. Genellikle toplardamarlarda ve özellikle de kalp yetersizliklerinde görülüri.

Tromboembolizm : Herhangi bir damardaki trombüsten kopan pıhtı parçasının başka bir bölge damarında tıkanmaya neden olması. Kısmen veya bütünüyle yerinden kopmuş trombüs parçasının başka bir bölge damarında tıkanmaya neden olması. Trombüsten kopan parçalar sonucu oluşan embolusların kana karışarak bir bölgeden diğerine taşınması.

Tromboemboli : Trombüsten kaynağını alan kandaki yabancı cisimler. Emboli olgularının% 95'ini oluşturur.

Kan pıhtısı : Polimerize olmuş ve çözünmeyen fibrin ağı ile bunlara yapışmış hücrelerden oluşan, katılaşmış ve çoğunlukla kanamanın olduğu bölgelerde görülen yapı. Yapısında kan hücreleri ve kan pulcukları içeren fibrin yumağından oluşan, çoğunlukla kanamanın olduğu bölgelerde görülen katı madde.

 

Plazminojen : Kanda plazmasında bulunan pıhtının çözünmesinde görevli olan plazminin etkin olmayan biçimi, profibrinolizin. Aktive olduğunda plazmine dönüşür.

Engellenme : Engellenmek işi.

Engelleme : Engellemek işi. İstek, gereksinim veya bir davranışın belli bir sonuca ulaşmasının önlenmesi. Siyasi kuruluşlar vb.nde tartışma yöntemlerinin bütün imkânlarından yararlanılarak kanunların tartışılmasını ve oylanmasını düzenli bir biçimde önlemek, geciktirmek amacıyla yapılmış olan girişimler, obstrüksiyon.

Doğrudan : Aracısız. Aracısız olarak, herhangi bir aracı kullanmadan.

Mühendis : İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse.

Teşekkül : Belli bir varlık ve biçim kazanma. Örgüt. Kurulma.

Plazmin : Kandaki pıhtının çözünmesinde etkin olan proteolitik enzim. Plazma proteini olan plazminojenin etkin biçimi, fibrinolizin. Fibrin ağında bulunan fibrin ve bazı pıhtılaşma faktörlerinden fibrinojen, protrombin, faktör V, VIII, XII’nin sindirilmesini sağlar.

Kateter : Teşhis ve tedavi amacıyla vücut boşluklarına, damarlar içine ilaç veya sıvı vermek veya almak için özel olarak hazırlanmış tüp. Sonda. Hayvanlarda dişi genital kanala gerekli materyali vermek için kullanılan madeni veya plastikten yapılmış boru şeklinde araç.

Tıkanma : Tıkanmak işi.

Dönüşüm : Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, şekil değiştirme, tahavvül, inkılap, transformasyon. Görevinin değişikliğe uğraması yüzünden bir organda ortaya çıkan değişme. Bilinçaltına itilmiş bir duygu veya isteğin, karşıtı görünümünde veya başka bir biçimde bilince yükselmesi, transformasyon.

Trombüs : Tromboz. Canlıda, fibrin, kan pulcuğu ve hücresel elemanlardan oluşan, oluştuğu noktada damarın veya kalbin iç yüzünün tıkanmasına neden olan kan pıhtısı. Tıkaç.

Diğer dillerde Tromboz anlamı nedir?

İngilizce'de Tromboz ne demek ? : thrombosis, thrombos