Walk around türkçesi Walk around nedir

Walk around ile ilgili cümleler

English: I'll just walk around Boston and see the sights by myself.
Turkish: Sadece tek başıma Boston civarında yürüyeceğim ve manzaraları göreceğim.

English: Children walk around from door to door on Halloween night.
Turkish: Cadılar Bayramı gecesinde çocuklar kapı kapı dolaşırlar.

English: You had better not walk around in such a place.
Turkish: Böyle bir yerde dolaşmasan iyi olur.

English: The Sphinx began to walk around him.
Turkish: Sfenks onun etrafında yürümeye başladı.

Walk around ingilizcede ne demek, Walk around nerede nasıl kullanılır?

Walk : Yürüterek yormak. Adımla ölçmek. Gezinti. Eşlik etmek. Yürüyüş. Taşımak (iterek). Yürüyüşe çıkarmak. Yürüme. Gezdirmek. Yürüyüş biçimi.

Around : Ortalıkta. Yaklaşık. Geriye. Aşağı yukarı. Sularında. Ötede beride. Doğru. Arkaya. Çevrede. Etrafında.

Walk a thon : Katılımcıların yapabildikleri kadar yürüdükleri ve bağışların her etap (mil, kilometre vs) için belirlendiği bağış toplama etkinliği.

Walk about : Dolaştırmak. Gezinmek. Etrafta dolanmak. Dolaşmak. Amaçsızca dolanmak. Kolaçan etmek. Etrafta gezinmek. Gezdirmek.

 

Walk across the bridge : Köprüden geçmek.

Walk across the street : Karşıya geçmek. Karşıdan karşıya geçmek.

İngilizce Walk around Türkçe anlamı, Walk around eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Walk around ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Moseyed : Ayrılmak. Dolanıp durmak. Gitmek. Avare dolaşmak.

Embrangle : Karıştırmak. Şaşırtmak.

Lead around : Bir yere getirmek.

Walk : Yürüyüşe çıkarmak. Yürütmek. Adımlamak. Eşlik etmek. Yürüyerek gitmek. Yürümek. Taşımak (iterek). Yürüyüş yeri.

Circulate : Akımını sağlamak (havanın veya sıvının). Devridaim yapmak (motordaki sıvı). Dolaşmak (kan veya hava). Yayılmak (haber). Deveran etmek. Yayılmak. Tamim etmek. Devretmek.

Circles : Dönmek. Kuşatmak. Çevre. Çevrelemek. Edvar. Çark etmek.

Round : Hakkında. Toplamak. Perde kapanmadan ya da oyunun bir bölümü bitmeden seyircinin alkışlaması. Etrafında. Ara alkışı. Konusunda. Etrafında dönmek. Dönmek (köşeyi veya virajı). Şişmanlamak.

Circulates : Akımını sağlamak (havanın veya sıvının). Yaymak. Yayılmak. Sürümde olmak (para). Devirdaim olmak. Devretmek. Dolaşmak (kan veya hava). Deveran etmek. Tedavül ettirmek.

Mope around : Üzgün olarak gezinmek. Üzüntülü olmak. Canı sıkkın olmak. Bunalım veya mutsuz takılmak.

Walk around synonyms : show around, take about, hang about, dash, perambulating, wander around, circumambulate, ambulate, ensnarl, circle, get around, entangles, entangling, ambulating, perambulated, meanders, circled, cruise along, promenading, ambulates, enlace, show round, circumambulated, cruised, go for a walk, meander, circuiting, circulated, mosey, become tangled, entwines, perambulate, circling.