Weight türkçesi Weight nedir

  • Yükletmek.
  • Bir ölçme sürecinde belli sınar ve terimlerin, göreli konumunu ya da nicel payını gösteren sayısal değer.
  • Bilişim, uzay, tiyatro alanlarında kullanılır.
  • Bir konumsal gösterimde, her bir basamağın, gerçek sayıya eklenen katkısının değerini belirtmek üzere, o basamaktaki sayı değerinin çarpılacağı katsayı.
  • Ağırlıklandırmak.
  • Yük.
  • Ağırlık.
  • Sıklet.
  • İtibar.
  • Tartmak.
  • Değer.
  • Dolgunluk vermek.
  • Üzerine ağırlık koymak.
  • Siklet.
  • Sıkıntı.
  • Ağırlık yapmak.
  • Etki.
  • Bir cisme yer'in ya da başka bir gökcisminin uyguladığı çekim kuvveti.
  • Tartı.
  • Halter.
  • Ölçmek.
  • Çatıyı gergin tutmada kullanılan ağırlık. sahnede bir şeyi gergin tutmak için kullanılan ağırlık gereci. tiyatro konuşmasında ünsüz harflerin ortaya çıkmasıyla organların tembelliğinden doğan durum.
  • Tartma.
  • Gülle.
  • Önem.
  • Ağırlaştırmak.

Weight ile ilgili cümleler

English: Ali gained weight over the winter.
Turkish: Ali kış boyunca kilo aldı.

English: Ali doesn't gain weight even though he eats a lot.
Turkish: Ali çok yese bile kilo almaz.

English: Ali began to try to lose weight a few months ago.
Turkish: Ali birkaç ay önce kilo vermek için uğraşmaya başladı.

English: Ali does weight training.
Turkish: Ali ağırlık çalışması yapar.

English: Ali doesn't look like a weight lifter.
Turkish: Ali bir halterciye benzemiyor.

 

Weight ingilizcede ne demek, Weight nerede nasıl kullanılır?

Weight a ton : Bir ton çekmek. Çok ağır olmak.

Weight bearing : Ağırlık veya ağırlığını taşıma.

Weight cargo : Ağır yük.

Weight category : Siklet. Ağırlık sınıfı.

Weight certificate : Ağırlık sertifikası. Malın dışalımcıya sevk edildiği sırada, gönderim belgesi, fatura, sigorta sertifikası ve diğer belgelerde belirtilen ağırlıklara uygun olduğunu garanti eden sertifika.

Weight lifting : Halter kaldırma. Halter sporu. Halter. Ağırlık kaldırma.

Weight control clinic : İnsanların farklı yöntemlerle nasıl kilo verecekleri konusunda yönlendirildikleri yer. Kilo kontrolü kliniği.

Weight note : Emtia tartı belgesi. Tartı listesi.

Weight control : Kilosuna dikkat etme. Ağırlık denetimi. Ağırlık kontrolü. Kilo kontrolü.

Weight function : Ağırlık işlevi. Ağırlık fonksiyonu.

İngilizce Weight Türkçe anlamı, Weight eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Weight ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Brunts : Asıl yük. En ağır kısım (saldırı veya azarlama veya baskı vb'nin). En şiddetli kısım (saldırı veya azarlama veya baskı vb'nin). Çarpma. Hamle. Darbe.

Cannonballing : Top. Büyük bir süratte hareket etmek. Top güllesi. Hızla hareket etmek. Şavaş topu.

Plumbed : İskandil etmek. Düzeltmek. Derinlemesine araştırmak. (çekülle) düzeltmek. Derinine inmek. Anlamaya çalışmak. Su tesisatını kurmak. Ölçmek (derinlik).

Clocked : Duvar saati. Masa saati. Kronometre. Taksimetre. Saat tutmak. Ulaştırmak. Duvar veya masa saati. Saat. Hız göstergesi.

 

Ascendency : Egemenlik. Hüküm sürme. Üstünlük.

Dead weight : Çok ağır şey. Net ağırlık. Taşıt darası. Boş ağırlığı. Dedveyt. Boş ağırlık. Yüksüz ağırlık. Kesilmiş hayvanın ağırlığı. Ölü gibi ağır şey.

Moral : Tinsel. Dürüst. Prensip sahibi. Ahlaki. Ders. Hisse. Alınacak ders. Törel. Düstur. Ahlak.

Arduousness : Çetinlik. Güç oluş. Zorluk. Güçlük.

Gage : Düelloya davet için yere atılan eldiven. Ebat. Rehin vermek. Bahse girmek. Ölçü. Teminat. Bahis. Kalibresini ölçmek. Miktar.

Freight : Yük ile yüklemek. Taşıma. Gemi ile yapılan taşımacılıkta sözleşmeyle belirlenen mal taşıma bedeli. Navlun. Yüklemek. Göndermek. Nakliye yapmak. Nakletmek. Gemi kirası. Yük treni ile taşımak.

Weight synonyms : throw weight, exercising weight, free weight, premium, annoyance, weightiness, costliness, gauged, consequence, action, eminences, dullness, evaluates, clouts, avoirdupois, balancers, concernment, scales, accent, crucialness, emphasis, harshened, consequences, dignity, harshening, slowed down, gaged, weightlessness, shot put, actions, authority, annoyances, deliberativeness.

Weight zıt anlamlı kelimeler, Weight kelime anlamı

Heavy : Şiddetle. Ağırlıklı. Ağır siklet. Beceriksiz. Yoğun (trafik). Ağır. Çok. Kötü adam rolü. Ağır şekilde. Ağır çekmek.

Light : Gerçekleşmek. Bilgisayar, fizik, uzay, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Yanmak. Görme organına bağlı ya da görme organı aracılığı ile olan bütün duyulanma ve algıların vergisi. görme organını uyarabilen ışınım. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut. İnmek. Işımak. Nur. 4000 a° ile 8000 a° dalgaboyu aralığında, gözle görülebilen elektromagnetik dalga. Aydınlatmak.

Lightness : Yeğnilik. Önemsizlik. Bir maddenin, üzerine düşen ışığın az ya da çok bir oranını geçirdiği ya da yaydığı izleniminin doğmasına bağlı görsel duyulanma vergisi. not: bu vergi, bir ışıkölçümsel büyüklük olan "ışıklılık çarpanı"nın yaklaşık ruhduyumsal (psikosansoriyel) karşılığıdır. Hafiflik. Sürat. Atiklik. Neşelilik. Canlılık. Keyiflilik. Çabukluk.

Weight antonyms : heaviness, unimportance.

Weight ingilizce tanımı, definition of Weight

Weight kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To make heavy. To weight a whip handle. To attach weights to. The effect of gravitative force, especially when expressed in certain units or standards, as pounds, grams, etc. To load (fabrics) as with barite, to increase the weight, etc. The quality of being heavy. To load with a weight or weights. To load down. That property of bodies by which they tend toward the center of the earth. As, to weight a horse or a jockey at a race.