Wheel türkçesi Wheel nedir

  • Araba ile götürmek.
  • Daireler çizerek dönmek.
  • El arabasıyla götürmek.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Direksiyon.
  • Gitmek (tekerlekli bir araçla).
  • Yuvarlanmak.
  • Teker.
  • Çark etmek.
  • Döndürmek.
  • Tekerlekli bir şeyi itmek.
  • Tekerlek.
  • Çark ettirmek.
  • Çark.
  • Pedal çevirmek.
  • Özeğinden geçen bir dingilin çevresinde dönerek araçların devinimini sağlayan çember biçimli örgen.
  • Gitmek (tekerlekli bir araç).
  • Dönmek.

Wheel ile ilgili cümleler

English: Jack explained to me how to change the wheel of the car.
Turkish: Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.

English: He fell asleep at the wheel and had an accident.
Turkish: Direksiyon başında uykuya daldı ve kaza yaptı.

English: If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Turkish: Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.

English: People from the so-called first world look at us Latinos as if we hadn't invented the wheel yet.
Turkish: Sözde birinci dünyadan insanlar biz Latinlere tekerleği henüz icat etmemiş gibi bakıyor.

English: I turned my steering wheel to the right.
Turkish: Ben direksiyonumu sağa çevirdim.

Wheel ingilizcede ne demek, Wheel nerede nasıl kullanılır?

Wheel about : Daireler çizerek uçmak. Birdenbire dönmek. Dönüp durmak. Dönmek. Dönüvermek.

 

Wheel alignment : Tekerlek açıları. Motorlu taşıta ait tekerleklerin ayarlanması. Tekerlek ayarı.

Wheel and axle : Ağırlık kaldırma makarası.

Wheel and deal : Alavere dalavere. Top ile çeşitli hareketler yapıp pas verme.

Wheel around : Daireler çizerek uçmak. Dönüvermek. Dönmek. Etrafında döndürmek. Birdenbire dönmek. Dönüp durmak.

Wheel hub : Poyra. Tekerlek poyrası. Tekerlek göbeği.

Wheel base : Tekerlek yüzeyi. Dingil açıklığı. Dingil mesafesi. Tekerlek mesafesi. Dingiller arası mesafe. Tekerlek arası. Dingil aralığı.

Wheel in : Çark etmek.

Wheel brake : Tekerlek freni.

Wheel landing : Tekerlek inişi. Genel iniş prosedürüne göre uçağın tekerlekler üzerine iniş yapması.

İngilizce Wheel Türkçe anlamı, Wheel eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Wheel ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Truckle : Makara. Küçük tekerlek. Yaltaklanmak. Boyun eğmek. Baş eğmek. Tekerlekli yatakta uyu. Tekerlekli yatak.

Circle : Atletizm, bilgisayar alanlarında kullanılır. Devretmek. Etrafına daire çizmek. Etrafını kuşatmak. Kuşatmak. Çevrelemek. Çevirmek. Halka. Çevresini dolaşmak.

Grindstones : Bileği. Bileği çarkı. Bileğitaşı. Bileğitaşı (çark ile döndürülen). Değirmentaşı. Bileği taşı. Zımpara taşı. Değirmen taşı. Bileme taşı.

Get rolling : Başlamak. İşe koyulmak.

Abstract syntax tree : Soyut söz dizimi ağacı. Soyut sözdizim ağacı.

Trundle : Yuvarlama. Güçlükle ilerlemek. İtmek (tekerlekli taşıtı). Ufak tekerlek. Tekerlekli birşeyi iterek sürmek. Gitmek (tekerlekli taşıt). Gelmek (tekerlekli taşıt). Güçlükle sürmek. Yuvarlamak. Çekmek (tekerlekli taşıtı).

 

Steering : Abrama. Yöneltme. İdare. Dümen kullanma. Dümen tutma. Direksiyon kullanma. Sevk ve idare etme. Yönetim. Uçağa yerde yön verme. Dümen.

Toothed wheel : Dişli çark. Konik dişli. Dişli.

Swings : Salınmak. Kol çevirme. Başarmak. Yumruk savurmak. Fırlatmak. Becermek. Çekiç atmada, dönüşe geçmeden önceki ilk hızı kazanmak için, atma aracını tutan gergin iki kolu vücut çevresinde döndürme. Sallanmak. Sendelemek.

Truckled : Baş eğmek. Yaltaklanmak. Boyun eğmek. Tekerlekli yatakta uyu. Küçük tekerlek. Tekerlekli yatak. Makara.

Wheel synonyms : daisy wheel, wheeled vehicle, geared wheel, daisy print wheel, potter's wheel, pinwheel, nosewheel, cant, turn to, access key, rollers, cartwheel, back down, pedal, sprocket wheel, roll, cogwheels, cycle, absolute loader, barrel, ac adapter, accent bar, pedalled, aboutface, driving wheel, swung, trindle, paddle wheel, canting, access control entry, grindstone, tumble, disking.

Wheel zıt anlamlı kelimeler, Wheel kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Walk : Gezinti. Dolaştırmak. Yürümek. Adımlamak. Yürüyerek gitmek. Dolaşmak. Yürüyüş. Gezinmek. Gezdirmek. Gezmek.

Wheel ingilizce tanımı, definition of Wheel

Wheel kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A circular frame turning about an axis. To revolve. To convey on wheels, or in a wheeled vehicle. As, the wheel of a wagon, of a locomotive, of a mill, of a watch, etc. As, to wheel a load of hay or wood. To rotate. To gyrate. To more about. A rotating disk, whether solid, or a frame composed of an outer rim, spokes or radii, and a central hub or nave, in which is inserted the axle, used for supporting and conveying vehicles, in machinery, and for various purposes. To turn on an axis, or as on an axis.