Wisp türkçesi Wisp nedir

Wisp ile ilgili cümleler

English: East is a wispy matter.
Turkish: Doğu - hassas bir mesele.

Wisp ingilizcede ne demek, Wisp nerede nasıl kullanılır?

A wisp of a boy : Ufak tefek çocuk.

Will o the wisp : Yanıltıcı. Aldatan veya yanlış yöne sevk eden şey. Bataklık alevi. Bataklıklarda gece görülen ve yakamoza benzeyen parıltı. Aldatıcı.

Wisped : Destelenmiş.

Wispier : Ufacık. İncecik. Daha ince. Bir tutam.

Wispiest : En ince. Ufacık. İncecik. Bir tutam.

Wisping : Desteleme. Tutam haline getirme.

Wisconsin mastitis test : Wisconsin mastitis testi. Kaliforniya mastitis testi.

Wisconsinite : Wisconsin'de (abd) ikamet eden kimse. Wiskonsinli.

Wis : Wisconsin. İyi bilmek.

Wispily : Ufacık bir halde.

İngilizce Wisp Türkçe anlamı, Wisp eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Wisp ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Corymbs : Salkım. Korimb.

Context : Bir sözcüğün, tümce içinde birlikte geçtiği ve anlamının belirmesi için incelenmesi gerekebilen tümce kesimleri. bir bilgisayar dizgesindeki görevlerin işletilebilmeleri için işletim dizgesinin sağladığı ortam. İçerik. Ortam. Sözün gelişi. Bir cümlede, bir konuşmada veya bir metin içinde yer alan herhangi bir kelimenin anlamının daha iyi belirlenebilmesi ve başka anlamlarından ayırt edilebilmesi için, kendisini çevreleyen ve karşılıklı ilişkide bulunduğu öteki öge veya ögelerle oluşturduğu bütün. söz gelişi baş kelimesi dün başım çok ağrıyordu ibaresinde «insan başı» anlamına geldiği halde, kumaşın iki başındaki eğrilik ibaresinde «kumaşın uçları», havuz başı, ocak başı, mangal başı sözlerinde «bir şeyin yakını, çevresi», başı çekmek deyiminde «bir işe önayak olmak, öncülük etmek»; her işin başı sağlıktır cümlesinde «esas, temel»; söz başı, ay başı, yıl başı kelime gruplarında «başlangıç», bu çocukla baş edemiyorum cümlesinde ise «hakim olamama, disiplin altına alamama» anlamlarını vermektedir. baş kelimesinin sıralanan örneklerdeki bu birbirinden farklı anlamları, ancak, o cümleler içinde kendisini çevreleyen ve karşılıklı ilişkilerde bulunduğu diğer ögelerle oluşturduğu bütün, yani bağlam sayesinde belirlenebilmektedir. Durum. Bilgisayar, bilişim, gramer alanlarında kullanılır. Genel durum. Kontekst.

 

Bunches : Grup. Hevenk. Takım. İki örgü (saç). Salkım. Çete.

Nest : Yuvalanmak. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır. İçiçe girmek. Aynı unsurlardan oluşan küme, özellikle hücrelerin kendilerine yabancı bir dokuda birikmesiyle oluşan kümelenme. kimi neoplastik ve hamartomatöz dermatozislerde, en çok epidermis ve/veya dermis içindeki hücrelerin sınırlı gruplaşmasında görülür. kuşların, yumurtlamak ve yavruların büyütmek üzere hazırladıkları yatak, kuş yuvası veya barınağı. Yuva. Yuvaya yerleşmek. İçiçe koymak. İç içe geçen şeyler. İçiçe düzenlemek. İçice düzenlemek.

 

Soupcon : Azıcık miktar. Bir damlacık. Bir parça. Birazcık.

Tufts : Öbek. Küme. Sorguç. Püskül. Perçem.

Sweep up : Bir yeri süpürmek. Süpürüp temizlemek.

Parcel : Koli. Ptt ile gönderilen paket. Arazi parçası. Parsel. Toplu miktar. Bohça. Yığın. Hisselere ayırmak. Takım.

Package : Posta paketi, sarılmış ya da sarılmamış taşınacak nesneler. elde taşınabilecek büyüklükte kağıda sarılmış nesne. Hazır izlence. Paket program. Paketlemek. Denk. Bir ana yapım merkezinde gerçekleştirilip herhangi bir gereç üzerine saptandıktan sonra yayınlanması için bölge televizyonlarına ya da yabancı televizyonlara gönderilen izlence. bir yapımcının gerçekleştirip satışa hazır olarak beklettiği izlence. Ambalajlamak. Yem, gıda, ilaç ve her türlü kimyasal maddeleri dış etkenlerden koruyan, pazarlama sırasında üzerindeki işaret ve etiketiyle ürünü tanıtan, ayrıca dağıtım ve depolama sırasında taşıma kolaylığı sağlayan kağıt, karton, plastik vb. maddelerden yapılmış dış koruma. Koli. Ambalaj.

A handful : Bir avuç.

Wisp synonyms : truss, pinch, whisked, sprinklings, contexts, bouquets, whisking, collations, sheaf, cluster, bundle, bouquet, brushes, scavenge, corymb, bk, wad, whisks, deck, sweep, burdle, tussock, binding, mite, decks, wisps, bunch, nests, give something a sweep, sweep down, sheafs, beam, minikin.

Wisp ingilizce tanımı, definition of Wisp

Wisp kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To brush or dress, an with a wisp. A small bundle, as of straw or other like substance.