Çentelemek nedir, Çentelemek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yontmak.

Pazarlık etmek: Bu işi çok çenteledin ha. Daha ucuza veremem.

Çentelemek tanımı, anlamı

Çent : Birbirine yapışık iki eşit parçadan meydana gelmiş olan cisimlerden her biri, fasulye, nohut gibi sebzelerin, badem, ceviz, erik gibi kuru meyvelerin içindeki parçalar

Çente : Çanta: Çocuğa çente aldım. Çinko sahan. Asker arkadaşı: Ne o çente nerden geliyorsun. İçine öteberi koymaya yarayan kıldan dokuma çanta. Çanta. Çoban sırt azık torbası. (Üreyil Çankaya Ankara).

Pazarlık : Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme. Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılmış olan görüşme. Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi.

Yontmak : Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek. Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak. Bir şeyi kendi görüşüne göre değerlendirmek.

Pazarlı : Çanakkale ili, Gelibolu ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kırklareli şehrinde, Vize belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Yontma : Yontmak işi. Yontulmuş veya yontularak yapılmış.

 

Verem : Herhangi bir organa ve en çok akciğerlere yerleşen Koch basilinin yol açtığı ateşli ve bulaşıcı bir hastalık, tüberküloz. Bu hastalığa tutulmuş, veremli.

Etmek : Bir işi yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Küçük ya da büyük abdestini yapmak. Bulmak, erişmek. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

Pazar : Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer. Rize iline bağlı ilçelerden biri. Belli bir şeyin satıldığı yer. Alışveriş. Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün. Tokat iline bağlı ilçelerden biri.

Etme : Etmek işi.

Vere : Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi.

Daha : Henüz. Bunun dışında. Kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılan bir söz. Var olana, elde bulunana ek olarak.

Yont : Başıboş hayvan.

Ucuz : Fiyatı yüksek olmayan, pahası az, düşük fiyatlı, pahalı karşıtı. Bayağı. Az emekle elde edilen.

Çok : Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı. Aşırı bir biçimde.

Bu : Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz. En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz.

Ha : İstek uyandırmak için kullanılan bir söz. Evet. (ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz. Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz. (ha:) Şaşma anlatan bir söz. (ha:) Soru bildiren bir söz. Hahniyum elementinin simgesi. Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir. (ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz.

Diğer dillerde Çene deliği anlamı nedir?

İngilizce'de Çene deliği ne demek ? : foramen mentale