Çeken nedir, Çeken ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Su yollarını yapan ve su işlerinden anlayan kimse.

Teknik terim anlamı:

Arabada hamutun iki yanına takılan kayış şerit. (Yuva Bucak Burdur).

Çeken ile ilgili Cümleler

  • Bu resimleri çekeni bilmek isterim.
  • Dikkatimi çeken bir şey duydum.
  • Sizi tam olarak Tom'a çeken ne?
  • Acı bilmeyen bir doktor, acı çekenlerin ihtiyacını anlamaz.
  • O haritada dikkati çeken şey neydi biliyor musun? Deniz fenerinin bir kerteriz noktası olmasıydı. Erkek hocam hissettirdi ama açıkça açıklamadı.
  • Sabah muhabbetinden sonra çeken giden doktor mu olur?
  • Bu resmi çeken kişi Tom'du.
  • Amerikan polisi, kendisine silah çekeni anında vurur.
  • O dedesi yerine babasına çeken bana ihanet etmeye çalışacak.
  • Ali tüm cümlelerin sonuna doğru onu bu kadar çekenin ne olduğunu merak ediyordu, ve düşündü: "Bana gel, Mary!"

Çeken ile ilgili Atasözü veya Deyim

hekimden sorma, çekenden sor : “bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir” anlamında kullanılan bir söz.

Çeken anlamı, kısaca tanımı

Çeke : Ufak, küçük. Sıkı, gergin

Çekendemiri : Pullukta ok'un altında bulunan falakanın takıldığı demir. (Sarıköy Konya).

Çekene : Keten ipliğinden dokunmuş kilim.

Çekenek : Tüfeğin içindeki sıkıyı çekmek için kullanılan ucu damaklı, burgulu-60-70 santimetre uzunlukta ve yarım santimetre çapında bir demir çubuk: Bizim çiftenin çekeneği yok, bir çekenek ver de sıkıyı boşaltayım. Harmanı tınaz yapmak için, toplamakta kullanılan ağaçtan yapılmış basit bir aygıt: Çekenekle toplayalım.

 

Çekenel : Semerin arka tarafına çakılan çengelli demir.

Çekenez : Sincap.

Çekenmek : Arzu etmek, istemek: Çekenmiyecek kadar evimizde var, bağımızda.

Ilık çeken : Çuvaldız.

Üst dudağı aşağı çeken kas : Crista fascialis’ten başlayıp burun kanadında sona eren kas, muskulus depressor labi superyoris.

Burdur : Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Araba : Tekerlekli, motorlu veya motorsuz her türlü kara taşıtı. Bu taşıtın aldığı miktarda olan.

Şerit : Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası. Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri. Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan. Dar, uzun kıyı parçası. Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası.

Takıl : 1.Buğday. 2.Tahıl ölçeği. 1.Çeyiz. 2.Bohça. 3.eşya. 4.İç giysisi.

İşler : Nicem düzeneğinde, bir yöneye uygulanınca başka bir yöney veren matematiksel nesne.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Kayış : Bağlamak, tutmak veya sıkmak amacıyla kullanılan, dar ve uzun kösele dilimi. Kol saatinin bileğe bağlanmasını sağlayan, deriden yapılmış gereç. Ustura bilenen cilalı kösele. Kayma işi.

Hamut : Araba koşumunda atların boyunlarına geçirilen ağaç veya üstüne meşin geçirilmiş çember.

Bucak : Kenar, köşe, yer. İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye. Burdur iline bağlı ilçelerden biri.

Yapan : Ardıç ve gomalak ağacının, yatay büyüyen dalları.

Yanın : Gaz tenekesinin yarısı oylumunda bir tahıl ölçeği.

Diğer dillerde Çekek yeri anlamı nedir?

İngilizce'de Çekek yeri ne demek ? : landing-place