Çomak hücreleri nedir, Çomak hücreleri ne demek

Çomak hücreleri; Biyoloji alanında kullanılan bir terimdir.

Biyoloji'deki anlamı:

Göz yuvarının en iç tabakası olan retinada bulunan, çok sayıda (600-1000) para dizisi gibi sıralanmış yassı zar keselerden oluşmuş dış segment ile hücre çekirdeğinin ve diğer organellerin bulunduğu iç segment olmak üzere iki kısımdan oluşan, beyaz ışığa karşı hassas, rodopsin pigmenti içeren, insan gözünde yaklaşık 120 milyon kadar bulunan, ince, uzun (50x3 um) hücreler. Çubuk hücreleri.

Teknik terim anlamı:

Retinada bulunan ve beyaz ışığa karşı duyarlı olan, çubuk biçimindeki hücreler.

Çomak hücreleri tanımı, anlamı

Çoma : Lor peyniri. Bekletilen sütten yayıkla çıkarılan yağ. Ağız tarafı tamamen kırılmış testi. Toparlak, yuvarlak, yumru. Yetim, öksüz

Çomak : Ucu topuzlu değnek.

Hücre : İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birimi, göze. Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda. Küçük oda. Siyasi bir inançla gizli olarak çalışan bir örgütün genellikle aynı yerde çalışanlarının oluşturduğu topluluk.

Göz yuvarı : Kafatasında bir çukur içine yerleşmiş bulunan gözün yuvarlak bölümü.

 

Yaklaşık : Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî.

Rodopsin : Omurgasızlarda ve omurgalı retinasında çubuk hücrelerinde bulunan, ışığa duyarlı, en fazla 500 nm absorbsiyonlu, kırmızı mor pigment. Işığa maruz kalınca ayrışan, opsin proteini ve A vitaminin aldehitinden (retinal) oluşur. Görme purpuru, eritropsin. Gözdeki ağ tabakanın çubuk hücrelerinde bulunan ve görme mekanizmasında rol oynayan pigment.

Segment : Bir organ, yapı veya bütünün doğal veya yapay olarak sınırlanmış her bir bölümü. [Bakınız: bölüt]. Bölüt.

Pigment : Boyar madde.

Organel : Hücre içerisinde bulunan kendi içinde özelleşmiş yapı. Ökaryot hücrelerde belirli bir görev yapmak üzere özelleşmiş mitokondri, çekirdek, kloroplâst ve benzerleri gibi yapıların her biri. Hücre içinde belirli bir görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrili yapılar. Zarla çevrili, özelleşmiş hücre işlevi için gerekli enzim ve diğer elemanları içeren hücre içi yapı. Organeller çekirdek, mitokondrion, endoplazmik retikulum, lizozom, golgi cismi ve peroksizomlardır. Göze organı; protoplâzmanın özel bir görev yapmak üzere farklılaşmış bir bölgesi; koful, Golgi aygıtı mitokondriyum v. b.

Duyarlı : Dış etkenlere karşı duyarlığı olan, duygun, hassas.

Hassas : Duyum ve duyguları algılayan. Duyarlı. En küçük değerleri, incelikleri dahi algılayabilen. Çabuk etkilenen. Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet).

Tabaka : Katman. Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt. Derece. Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu.

 

Retina : Ağ tabaka.

Kesele : Soyu bozuk olan köpek yavrusu.

Segmen : Köyden köye gelin almaya giden güvey yanlısı, atlı, davullu, zurnalı, silahlı ve cepken giyinmiş delikanlı alayı.

Milyon : Bin kere bin, 1.000.000. Bu sayının adı.

Beyaz : Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Beyaz ırktan olan kimse. Beyaz zehir.

Organ : Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv. Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş.

Kısım : Parçalara ayrılmış bir şeyin her bölümü, bölük, kesim. Bir cinsten veya meslekten olanların tümü. Kol.

Olmak : Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Gerçekleşmek ya da yapılmak. Yol açmak. Sarhoş olmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Sürdürmek, yürütmek. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Geçmek, tamamlanmak. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Uymak, tam gelmek.

Diğer dillerde Çomak hücreleri anlamı nedir?

İngilizce'de Çomak hücreleri ne demek ? : rod cells