Şiran nedir, Şiran ne demek

Şiran; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de özel olarak kullanılır.

  • Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri

Şiran hakkında bilgiler

Şiran, Gümüşhane ilinin bir ilçesidir.

Gümüşhane’nin en eski ilçelerinden biridir. İlçe merkezi Uluşiran (şimdiki adı Erenkaya) köyünde iken 1800’lü yıllarda bugünkü ilçe merkezine taşınmıştır.

Şiran adı esasen ilçenin kapladığı bölgenin adıdır. Bizans kaynaklarında 9. yüzyıldan itibaren bu bölge Khêriana ve (çoğul genitiv) Khêrianôn adıyla anılmıştır. Yerel lehçede /şîryana/ şeklinde telaffuz edilen bu isim, Şiran olarak Türkçeye uyarlanmıştır. Yavuz Sultan Selim'in kasabaya Farsça Şîran ("aslanlar") adını verdiğine ilişkin yaygın inanışın tarihi temeli yoktur.

Yerel şivede Şiran, Şeyran olarak telafuz edilir. Yaşlı kuşağın çoğunluğu Şiran'a Şeyran derler.

Şiran anlamı, kısaca tanımı:

Gümüşhane : Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Merkez : Biçim, tarz. Polis karakolu. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Bir işin öğretildiği yer. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Belirli bir yerin ortası.

 

Eren : Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse. Ermiş.

Esas : Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi. Bir iş veya sözde doğru biçim.

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Kaynak : Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz. Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi. Bir şeyin çıktığı yer, menşe. Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge. Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans. İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi. Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür. Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer.

Yüzyıl : Milat başlangıç alınarak 1-100, 101-200, 201-300 vb. olarak sayılan yüzyıllık dönem. Yüzyıllık süre, asır. İçinde yaşanılan zaman.

İtibar : Borç ödemede güvenilir olma durumu, kredi. Saygınlık.

Bağlı : Sınırlanmış, sınırlı. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir bağ ile tutturulmuş olan.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.