Acuate türkçesi Acuate nedir

Acuate ile ilgili cümleler

English: Humanitarian personnel were evacuated as the fighting worsened.
Turkish: Savaşın kötüleşmesi nedeniyle insani yardım ekibi tahliye edildi.

English: Everyone's been evacuated.
Turkish: Herkes tahliye edildi.

English: I don't evacuate them.
Turkish: Onları boşaltmıyorum.

English: All the passengers were evacuated from the plane.
Turkish: Bütün yolcular uçaktan tahliye edildi.

English: Prepare to evacuate.
Turkish: Tahliye etmek için hazırla.

Acuate ingilizcede ne demek, Acuate nerede nasıl kullanılır?

Be evacuated : Tahliye edilmek. Tahliye olmak.

Evacuate : Boşaltmak. Tahliye yapmak. Vücuttan dışarı atmak. Tahliye etmek. Dışarı atmak. Boşaltmak (bağırsakları). Havasını almak. Götürmek. Bir felaket yüzünden bir yerden ayırıl mak. Almak (insanları bir yerden).

Evacuate casualties : Yaralananları tedavi olabilecekleri bir yere nakletmek. Zaiyatı veya ölüleri tahliye etmek.

Evacuate settlements : Yerleşimcileri tahliye etmek. Sakinleri boşaltmak. Yerleşim yerlerinden insanları çıkarmak veya temizlemek.

Evacuated : Boşaltmak. Vücuttan dışarı atmak. Vakumlanmış veya hapsedilmiş. Tahliye edilmiş. Tahliye etmek. Boşaltılmış.

Evacuation order : Tahliye emri. Bir mülkün boşaltılması için mahkeme emri.

 

Abevacuation : Abevakuasyon.

Evacuation of sinai : Mısır'la yapılan anlaşmanın ardından yahudi yerleşimcilerin sina yarımadası'ndan boşaltılması (1979 - 1982).

Evacuation drill : Boşaltma tatbikatı. İnsanları bir tesisten en kısa ve en güvenli yoldan çıkmaları için eğitme alıştırması (acil durumlarda). Tahliye eğitimi.

Evacuation : Pislik. Kimi koşulların varlığı durumunda, bir tutmanlık sözleşmesi sona ermeden, ama genellikle tutmanlık sözleşmesinin süresinin bitiminde, konut iyesinin başvurusu üzerine, yönetim ve yargı orunlarınca, tutmanın oturtmakta olduğu yapıyı bırakmaya zorlanması. Salıverme. Dışkı. Ayırılma. Alma (insanları bir yerden). Boşaltma. Tahliye. İfraz.

İngilizce Acuate Türkçe anlamı, Acuate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Acuate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Knifelike : Bıçak gibi. Keskin. Bıçağa benzeyen. Bıçak gibi (keskin).

Angular : Zayıf. Açılı. Çöp gibi (argo terim). Arkadaşlık kurması zor. Zarafetten yoksun. Soğuk. Kemikleri sayılan. Sevimsiz. Çöp gibi. Bir deri bir kemik.

Doglegged : Keskin açılı. Bükük. Açılı. Köşeli. Keskin biçimli.

Acutest : Şiddetli. Akut. Dar (açı). Açıkgöz. Ağır. Dar. Güçlü. İlerlemiş. Zeki.

Epigrammatical : Epigrametikal. Vecizeli. Özlü. Keskin. Esprili. Nükteli. Veciz. Hiciv veya nükte veya vecizelerle alakalı.

Cuspidate : Sivriltmek. Dilimli. Ucu eğri ve sivri.

Cusp : Sivri uç. Sivri çıkıntı. Kıyı çıkıntısı. Dilim. Birleşme noktası. Doruk. Zirve. Dönüm noktası. Uç.

Spikiest : Uzun ve sivri. Sert. Dikenli. Çivili. İnatçı. Keskin. Dik kafalı.

 

Acuminate : Sivrileştirmek. Bir uca doğru giderek incelmek (botanik terimi). Sivrileşen. Ucu sivri. Akuminat. Açmak.

Sharp : Açık seçik. Seri. Keskin. Diyez nota. Net. İğneli. Seçik. Bir konunun duyarkat ya da almaç görüntülüğü üzerindeki görüntüsünün bulanıklıktan uzak, her noktasının görüntüde bir nokta oluşturacak arılıkta olması. Yarım ton inceltilmiş ses.

Acuate synonyms : spicate, acutes, acuter, spiky, spikier, spicular, cuspidal, needlelike, cuspate, edged, incisive, jagged, cusped, argute, acute, pointed, peaky, cuspidated, cuspated, aculeate.

Acuate zıt anlamlı kelimeler, Acuate kelime anlamı

Pointless : Gereksiz. Anlamsız. Uçsuz. Boşuna. Manasız. Manasızlık. Puansız. Boş. Maksatsız. Amaçsız.

Acuate ingilizce tanımı, definition of Acuate

Acuate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Sharp- pointed. To sharpen. To quicken. Sharpened. To make pungent.