All ears türkçesi All ears nedir

  • Can kulağı ile dinlemek.
  • Dikkat kesilmek.

All ears ile ilgili cümleler

English: He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
Turkish: Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

English: I am all ears.
Turkish: Dikkatle dinliyorum.

English: I was all ears.
Turkish: Dikkat kesildim.

English: "Are you sure you want me to tell you?" "Please, I'm all ears!"
Turkish: "Sana söylememi istediğinden emin misin?""Lütfen çok dikkatli dinliyorum!"

English: Ali is all ears.
Turkish: Ali dikkatle dinler.

All ears ingilizcede ne demek, All ears nerede nasıl kullanılır?

All : Her biri. Hep. Bütünüyle. Bütün. Tümüyle. Alayı. Ne var ne yoksa. Tüm. Her. Berabere.

Ears : Kulak verme. Duyma yeteneği. Başak. Kulak.

Be all ears : Kulağı kirişte beklemek. Gözlerini ve kulaklarını dört açmak. Tüm dikkatini vererek dinlemek. Dikkatle dinlemek. Kulak kesilmek. Pür dikkat dinlemek. Can kulağıyla dinlemek. Can kulağı ile dinlemek. Dikkat kesilmek.

I am all ears : Dikkatimi veriyorum. Can kulağı ile dinliyorum. Dikkatli bir şekilde dinliyorum.

Was all ears : Can kulağıyla dinliyordu. Kulak kesiliyordu. Dikkat kesiliyordu.

All about : Her yerinde.

All aboard : Herkes gemiye!.

 

İngilizce All ears Türkçe anlamı, All ears eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak All ears ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Be all ears : Kulağı kirişte beklemek. Pür dikkat dinlemek. Tüm dikkatini vererek dinlemek. Gözlerini ve kulaklarını dört açmak. Kulak kesilmek. Can kulağıyla dinlemek. Dikkatle dinlemek.

Keep an ear to the ground : Kulağı kirişte olmak. Kulağı tetikte olmak. Kulak kesilmek. Kulağını (gözünü ) dört açmak.

[#por Poring] : Bir şeye odaklanma. Gözünü dikmek. Konsantre olmak. İyice düşünmek. Dalmak. Düşünüp taşınmak.

Pored : Dalmak. İyice düşünmek. Düşünüp taşınmak. Konsantre olmak. Gözeneklenmiş. Gözünü dikmek.

Prick up its ears : Kulaklarını dikmek.

Pore : Gözenek. İncelemek. Por. Katı yapılarda yüzeye açılan küçük boşluk. Dalmak. Konsantre olmak. Ağaç türüne göre büyüklüğü değişebilen, işlenmiş kereste üzerindeki küçük girintiler. Çekirdek kılıfı üzerinde sitoplazma ile nükleoplazma arasında ilişkiyi sağlayan, sekiz çevresel granül ile bir merkezi tıkaca sahip özelleşmiş delik yapısı; halkasal lamellerdeki benzer yapılar. böcek yumurtası kabuğunda solunuma yarayan delik şeklindeki yapı. 3.biyolojik yapılardaki, çeşitli görevleri olan farklı çaplardaki delikler. Düşünüp taşınmak.

Sit up and take notice : Uyanmak. Kalkmak ve dikkat etmek. Afallamış olmak. Şaşırmış olmak. Şaşkınlıktan donakalmak. Ansızın ayrımına varmak. Dikkatli olmak. Birdenbire kavramak.