Attract attention türkçesi Attract attention nedir

  • İlgi çekmek.
  • İlgi görmek.
  • Dikkat çekmek.
  • Dikkatini çekmek.
  • Dikkati çekmek.
  • Dikkatleri üzerine toplamak.
  • Dikkati üzerine çekmek.
  • Dikkatleri üzerine çekmek.

Attract attention ile ilgili cümleler

English: Don't do anything to attract attention to yourself.
Turkish: Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.

English: Children often cry just to attract attention.
Turkish: Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

English: I did not want to attract attention.
Turkish: Ben dikkat çekmek istemiyordum.

English: Ali didn't want to attract attention.
Turkish: Ali dikkat çekmek istemiyordu.

Attract attention ingilizcede ne demek, Attract attention nerede nasıl kullanılır?

Attract : Cezbetmek. Kendine çekmek. Mıknatısın demir tozlarını çekmesi. Cazip gelmek. Celp etmek. Çekmek (çekici olma vb). Çekmek.

Attention : Yoğulum. Belli bir noktaya odaklanma. Hazırol durumu. Duygu ve düşüncenin bir konu ya da sorun üzerinde toplanması, zihnin uyanık bulunması durumu. Bir algıyı güçlendirmek üzere ansal süreçlerden bir kesit üzerinde toplanma, yoğunlaşma gücü. İhtimam. İltifat. İtina. Hazır ol duruşu. Aldırış.

Attract investment : Yatırım çekmek.

Attract the attention : Göze çarpmak. Dikkatleri üzerine çekmek.

Attractability : Çekicilik.

 

Attractable : Çekilebilir. Kendine çekilebilir. Cezp edilebilir.

İngilizce Attract attention Türkçe anlamı, Attract attention eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Attract attention ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Spotlight : Montaj kiti spot lambası. Gündem. Tiyatroda kullanılan, mercekli ve aynalı, parlak ışıklı, yüksek dirençli ışıklama aygıtı. ışıldaklarla sert ya da yumuşak yöresel ışık sağlanabilir. Spot. Çok güçlü ışık veren ve araçlarda ek olarak kullanılan ışıtaç. Sahne ışığı. Işıldak. Yaygınlık. Projektör ışığı.

Cautioning : Uyarmak. Dikkat. İhtiyat. İhtar vermek. İhtar etmek. Temkin. İkaz etmek. Tembih etmek. Tembihlemek.

Corresponding to : Eşleşen. İşaretlemek. Karşılık gelen. -e mektuplar ile haberleşmek. İle ilgili olarak. Uygun olan. Uyan.

Make a splash : Caka satmak. Fiyaka yapmak. Çok dikkat çekmek. Prim yapmak. Sükse yapmak.

Remark : Farketmek. Belirtmek. Söz. Düşüncesini söylemek. Görüş. Açıklama. Söylemek. Demek. Yorum.

Caution : İhtar etmek. Yürüyüş yarışlarında, yerle aralıksız dokunma kuralından uzaklaşan yürüyüşçüye, yargıcının bir kez olmak üzere ak bayrak kaldırarak yaptığı uyarı. Sakınma. Temkin. Dikkat. Tembih etmek. İhtiyat. Korunu.

Cautioned : İhtar etmek. Uyarmak. Tembih etmek.

Stand out in relief : Göze çarpmak. Kontrast oluşturmak.

Arouse interest : Alaka uyandırmak. İlgi uyandırmak. Merak uyandırmak. İlgisini çekmek. İlgi toplamak.

Draw attention : Bir şeye dikkati çekmek. Parmak basmak.

Attract attention synonyms : arrest, pack in, call attention to, draw interest, cut a wide swath, draw the attention, stand out, be attracted, push forward, grip, remarking, catch the attention, be in relief against, catch attention of, clap eyes on, cautions, make oneself conspicuous, interest, call attention, point out, correspond to, gripped, be in the limelight, attract the attention, compel attention, engage attention.