Avunmak nedir, Avunmak ne demek

"Avunmak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Ne de olsa amcam, ya bir yabancıya varsa ne yapacaktık diye avunuyordu." - E. Bener
  • "Dünyadan bezmiş bir hâli var, hiçbir şeyle avunamıyor." - Y. K. Karaosmanoğlu

Avunmak anlamı, kısaca tanımı:

Avunma : Avunmak işi, teselli.

Uğraş : Bir insanın yaptığı iş veya meslek, iş güç, meşguliyet. Bir kimsenin kendi isteğiyle seçerek ve zevk alarak yaptığı iş, iş güç, meşguliyet. Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba, mücadele.

Unutmak : Gereken önemi vermemek, üstünde durmamak. Bir şeyi dalgınlıkla bir yerde bırakmak. Bir şeyi yapamaz duruma gelmek. Bağışlamak. Aklında kalmamak, hatırlamamak. Hatırdan, gönülden çıkarmak.

Sıkıntı : Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet. Sorun, mesele, sendrom, problem. Bulunmama durumu. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet.

Uzaklaşmak : Bir şeyden, bir yerden veya kimseden ayrılıp uzağa gitmek. Yabancılaşmak, ilgisi azalmak.

Teselli : Avunma, avuntu, avunç. Piyangoda büyük ikramiyeyi kaybeden en yakın numaralara yapılmış olan ödeme.

 

Bulmak : İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Seçmek. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Hatırlamak. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. Cezaya uğramak. Sağlamak, temin etmek. Bir şeyi elde etmek.

Müteselli : Avunan.

Oyalanmak : Vakit geçirmek. Oyalama işine konu olmak. Boşuna zaman harcamak. Beklemek.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse). At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık.

Gebe : Karnında yavru bulunan (kadın veya hayvan), yüklü, hamile, iki canlı, aylı. İçinde oğulcuk veya dölüt bulunan (döl yatağı). Bir birikim sonucu ortaya çıkması beklenen (durum veya olaylar). Minnet altında kalan.

Kalmak : Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek. İleriye atılmak, ertelenmek. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Sınırlanmak. Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak. İşlemez, yürümez duruma gelmek. Yetinmek. Konaklamak, konmak. Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak. Varlığını korumak, sürdürmek. Oturmak, yaşamak. Herhangi bir durumu sürdürmek. Olmak, herhangi bir durumda bulunmak. Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak. Sınıf geçmemek. Hayatını sürdürmek, yaşamak. Eğleşmek. Yapamamak. Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek. Oyalanmak, vakit geçirmek. Miras olarak geçmek.

 

Diğer dillerde Avunmak anlamı nedir?

İngilizce'de Avunmak ne demek? : v. console, console oneself, draw consolation; be distracted

Fransızca'da Avunmak : se consoler, s'amuser

Almanca'da Avunmak : sich trösten

Rusça'da Avunmak : v. забываться, угомониться, забыться