Başabaş nedir, Başabaş ne demek

Başabaş; Maliye alanında kullanılan bir kelimedir.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Eşit biçimde alışveriş, takas.

Tam, eşit.

Teknik terim anlamı:

Durağan olmayan bir özdeğin, bir belgitin, bir yabancı paranın bilinen değeri ile sataktaki geçer değerinin birbirine eşit olması.

Koşucuların yarışı birlikte bitirmeleri. Bu durumda, yarış türüne göre ya verilen ödül bölüştürülür ya koşucular dönü atlar ya da koşu yenilenir.

Başabaş anlamı, tanımı

Başa : Ağabey. İleri gelen: Memleketin başaları toplanmış. Karı. Mutluluk, gönül rahatlığı

Başabaş altı : Hisse senedinin veya tahvilin ilk çıkarıldığında üzerinde yazılı olan değerin piyasa fiyatından yüksek olması.

Başabaş değer : Hisse senedinin veya tahvilin ilk çıkarıldığında üzerinde yazılı olan değerin piyasa fiyatına eşit olması.

Başabaş faiz oranı : Yatırımın marjinal ve ortalama etkenliğinin eşitlendiği ve yatırımın kârlılığının sıfırlandığı piyasa faiz oranı.

Başabaş gelir düzeyi : Keynesyen gelir harcama modelinde tüketim harcamalarının gelire eşit olduğu durum.

Başabaş grafiği : Toplam maliyet ile toplam gelirin birbirine eşitlendiği ve aşırı (normalüstü) kârın olmadığı üretim düzeyini gösteren grafik.

 

Başabaş noktası : Toplam maliyet ile toplam gelirin birbirine eşitlendiği ve aşırı (normalüstü) kârın olmadığı üretim düzeyi.

Başabaş seçme yetkisi : Seçme yetkisi kullanıldığında ortaya ne kâr ne da zarar çıkaran durum.

Başabaş üstü : Hisse senedinin veya tahvilin ilk çıkarıldığında üzerinde yazılı olan değerin piyasa fiyatından düşük olması.

Başabaşın altında : Pay ve borç belgitleri satış değerlerinin, bilinen değerlerinden düşük olması.

Başabaşın üstünde : Özdeklerin bilinen değerleri üstünde işlem görmeleri.

Başabaştan aşağı : Değerinden aşağı.

Başabaştan yukarı : Belgitlerin üzerinde yazılı değerden fazla bir değerle işlem görmesi.

Geçer değer : Bir malın veya hisse senedinin borsadaki değeri, kotasyon.

Alışveriş : Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar. İlişki, münasebet.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Yabancı : Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi. Aynı türden, aynı çeşitten olmayan. Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan. Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan. Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge. Başka bir milletle ilgili olan. Tanınmayan, bilinmeyen, yad.

Bitirme : Bitirmek işi.

Birbiri : Karşılıklı olarak bir diğeri.

Bilinen : Değeri belli olan (nicelik), bilindik, malum.

Diğer dillerde Başabaş anlamı nedir?

İngilizce'de Başabaş ne demek ? : at pair, dead-heat