Balkat nedir, Balkat ne demek

Balkat; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Şanlıurfa şehri, Harran belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Balkat kısaca anlamı, tanımı

Balk : Şimşek: Balk oynayor. Gece açık havada ufkun herhangi bir yönünde görülen parıltı. Şimşek. Parıltı, parlayış

Balkatan : Şanlıurfa şehri, Çamlıdere nahiyesine bağlı bir yer.

Balkatık : Tatlı gelen, ağıza tat veren katık: Sağ olana soğan ekmek balkatık.

Yerleşim yeri : Bir toplumsal kümenin ya da daha kalabalık bir nüfus topluluğunun, yaşamak ve ekonomik etkinliklerini sürdürebilmek amacıyla seçip yerleştikleri kent, kasaba, köy ya da daha küçük bir yer.

Şanlıurfa : Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

Belediye : İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

 

Nahiye : Bucak. Bölge.

Harran : Şanlıurfa iline bağlı ilçelerden biri.

Beledi : Şehirle ilgili. Pamuklu, kalın bir tür kumaş. Yerleşik.

Şanlı : Tanınmış, ünlü. Yüce, ulu, büyük. 1.Onurlu, ünlü. 2.Ahlaksız kadın. Ünlü, tanınmış kimse. Diyarbakır şehrinde, Silvan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Mardin kenti, Mazıdağı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Şanlıurfa şehri, Akçakale belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Balkanizasyon anlamı nedir?

İngilizce'de Balkanizasyon ne demek ? : balkanization

Almanca'da Balkanizasyon ne demek ? : balkanisierung

Fransızca'da Balkanizasyon nedir ? : balkanisation