Basic goods türkçesi Basic goods nedir
- Türkiyede kamu iktisadi teşebbüslerinin üretimleri için gereksinim duydukları mal ve hizmetler oldukları gerekçesiyle fiyatları yapay olarak düşük tutulan elektrik, kömür, her çeşit yapay gübre gibi mallar ile devlet demiryolları, denizcilik bankası, deniz nakliyatı t.a.o. tarafından üstlenilen yük taşımacılığı gibi hizmetler. bk. birincil mallar.
- Temel mallar.
- İktisat alanında kullanılır.
Basic goods ingilizcede ne demek, Basic goods nerede nasıl kullanılır?
Basic : Temele dayanan. Uzakta bulunan bir bilgisayar dizgesine bağlı bir uç üzerinde konuşmalı düzende kullanım için elverişli, kolay öğrenilir, aritmetik işlemlere dönük genel amaçlı bir bilgisayar izlenceleme dili. Temel. Ana. Silisli. Esas. Bazal. Esasi. Belli başlı. Asal.
Goods : Mal. Ayniyat. Emtia. Doyumsuzluk varsayımının geçerli olduğu, diğer bir deyişle daha çok malın daha azına tercih edildiği mallar. Eşya. Meta. Mal mülk. Ürün. Yapılan ya da üretilen, topraktan, sudan çıkartılan her türlü özdek. satılabilen bir yerden başka bir yere gönderilen sarmalama ya da sandıklama yoluyla depolara konulabilen ürünler. İyi mallar.
Basic agreement : Temel anlaşma.
Basic anxiety : Bir bebeğin sahip olduğu derin çaresizlik hissi (psikoloji terimi). Temel kaygı. Temel endişe.
Basic army law : Temel ordu kanunu. Ordunun faaliyetlerinin çerçevesini çizen temel yasa.
Basic assumption : Temel kabul. Doğru olduğu varsayılan temel bir şey. Temel varsayım. Temel teori. Temel tahmin.
İngilizce Basic goods Türkçe anlamı, Basic goods eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Basic goods ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.
A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.
Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.
A shift in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.
A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiyede kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.
A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.
Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.
A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.
A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.
A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.
Basic goods synonyms : abnormal budget, abnormal budget receipts, ability rent, abnormal budget expenditures, a change in supply, a pass through certificate, essential commodities.
Bu kısımda Basic goods kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Basic goods ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Basic goods anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Basic goods ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.