Be stuck türkçesi Be stuck nedir

Be stuck ile ilgili cümleler

English: Bill seems to be stuck on Mary.
Turkish: Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor.

English: I don't want to be stuck in an office all day.
Turkish: Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum.

English: I tried to open the window, but it seems to be stuck.
Turkish: Pencereyi açmaya çalıştım ama sıkışmış gibi görünüyor.

Be stuck ingilizcede ne demek, Be stuck nerede nasıl kullanılır?

Be : Olmak. Berylliumb (berilyum). Anlamına gelmek. Mal olmak. Kalmak. -dır. Durmak. Var olmak. -dir. Alaşımların hazırlanmasında kullanılan hafif bir metalik kimyasal element.

Stuck : Yapışmış. Alıkoymak. Yapışmak. Batırmak. Tutturmak. Kımıldamaz. Sadık kalmak. Yuvasında sıkışmış (piston segmanı). Tutkun. Çakılıp kalmak.

Be stuck for : Eksikliğini çekmek. Karşılayamamak.

Be stuck on : Tutulmak. Bağlanmak. Aşık olmak. Vurulmak.

Be stuck with : Üstlenmek. Yüklenmek.

Be a bad sailor : Deniz tutmak.

Be a bad judge of : Anlamamak.

İngilizce Be stuck Türkçe anlamı, Be stuck eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Be stuck ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Fasten upon : Kafasına takmak. Kavramak. Üstünde durmak. Kullanmak. -e takılmak. Kapmak.

Attainted : Lekelemek. Yakalanmak. Rezil etmek. İdam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaldırmak. Vatandaşlık hakkını kaybetmiş.

Stick : Vites kolu. Koymak. Yapışmak. Çam yarması. Kol. Hokkabazın tabağı düşürmeden çevirmede kullandığı ince değnek. Hödük. Uçaktan ardarda atlayan askerler. Sap. Dayanışmak.

Cave : Yıkılmak. Siyasi partiden kopma. Pes etmek. Çökmek. Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır. Kazmak. Kovuk. Siyasi partiden kopan grup. Oymak.

Be caught short : Parası yetmemek. Elinin altında bulunmamak. Parası çıkışmamak. Meteliksiz kalmak. Parasız kalmak. Yokluğunu çekmek. Tuvaleti gelmek. Abdesti gelmek. (aniden veya birden) tuvaleti gelmek.

Be at a premium : Prim yapmak. Rağbet görmek. Rağbette olmak.

Be cramped for space : Yeri dar olmak.

Be stranded : Yaya kalmak. Yolda kalmak. Sahile vurmak. Karaya oturmak. Karaya oturmuş olmak (gemi).

Be pushed : İtilmek. Zamanı az olmak. Zamana ihtiyaç duymak. Darda olmak.

Be pinched for time : Zamanı yetmemek. Zamana ihtiyacı olmak.

Be stuck synonyms : attainting, jam in, sink into, stall, be in trouble, attaint, be pressed for, be in love with, maroon, break, attacks, lodge, be enamored of, crash, be eclipsed, stalled, have to go, box in, busts, crashes, breaks, sank, be marooned, slide into, stick in, be ruined, attaints, burst up, box up, caught, maroons, be smitten with, belly up.