Bellemek nedir, Bellemek ne demek

  • Öğrenip akılda tutmak
  • Öğrenmek.
  • Sanmak.
  • Bel denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak.

"Bellemek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Ben yüzme belleyemem mi?" - O. Kemal
  • "Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin." - H. Taner
  • "Sözümü dinleyiniz, dediklerimi belleyiniz!" - N. F. Kısakürek

Yerel Türkçe anlamı:

Hasta yoklamak, hasta ziyaretine gitmek.

Eğilmek, bel vermek: Ahırın orta ağacı belledi, kırılacak.

Sanmak.

Örtmek.

Karayıkımdan ders almak.

Zannetmek, sanmak: Senmiydin gelen, başkası belledim.

Tanımak, öğrenmek

Cinsel ilişkide bulunmak (aşağılama için kullanılır).

İşaret koymak, işaretlemek.

Kararlaştırmak.

Ağacı belinden kesmek.

Ayakkabıya pençe vurmak.

Tanımak.

Cinsî münasebette bulunmak.

Fransızca'da Bellemek ne demek?:

bécher

Bellemek tanımı, anlamı:

Belleme : At vb. hayvanların sırtına, eyerin altına konulan keçe, meşin veya kalın kumaş parçası, yapık, yuna. Bellemek işi.

Bellem : Bellemek yetisi.

Anasını bellemek : En büyük kötülüğü yapmak.

Bel bellemek : Toprağı belle kazmak.

Akıl : Düşünce, kanı. Öğüt, salık verilen yol. Bellek. Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us.

Tutmak : Bir şeyi kullanması için uzatmak. Yaklaştırmak. Başlamak. Ele geçirmek, yakalamak. Hedef olarak almak. Bağlamak. Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak. Uğramak. İş görebilmek. Gereğini yapmak, yerine getirmek. Sürmek, zaman almak. Kullanmak. Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak. Varsaymak, farz etmek. İzlemek. Bir şey düşünmek. Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak. Bir yerde kalmasını sağlamak. Bir kimsenin yerini almak. Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek. Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj. Herhangi bir durumda bulundurmak. Kaplamak. Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak. Beklenen sonucu vermek. Hizmetine almak veya kiralamak. Elde bulundurmak, ele almak. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak. Ulaşmak, varmak. Alacağa veya vereceğe saymak. İşgal etmek. Sunmak. Desteklemek, birinden yana çıkmak. Asılmak, kuvvetlice sarılmak. Uygun gelmek, çelişmez olmak. Biriktirmek, tasarruf etmek. Denetimi ve yetkisi altına almak. Avlamak. Bırakmamak. Benimsemek, beğenmek. Sarmak, bürümek. Bir sanat eseri geniş ilgi görmek. Kapatmak, sarmak. Yanında bulundurmak, alıkoymak. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek. Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek.

 

Öğrenmek : Haber almak. Bellemek. Yetenek, beceri kazanmak. Bilgi edinmek.

Sanmak : Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek. Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek. Gibi gelmek, farz etmek.

Deni : Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).

Araç : Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne. Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta. Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. Taşıt.

 

İşlem : Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele.

Diğer dillerde Bellemek anlamı nedir?

İngilizce'de Bellemek ne demek? : v. memorize, learn by heart; dig, fork, trench

Fransızca'da Bellemek : labourer, bêcher

Almanca'da Bellemek : v. einprägen: sich einprägen

Rusça'da Bellemek : v. взрыхлять, вскапывать, копать, обкапывать, перекапывать, заучивать, зубрить, вскопать, обкапать, обкопать, заучить