Brains türkçesi Brains nedir

Brains ile ilgili cümleler

English: Our brains control our activities.
Turkish: Beynimiz faaliyetlerimizi kontrol eder.

English: He's racking his brains about how to deal with the matter.
Turkish: O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.

English: Ali shot Mary in the knee before he blew her brains out.
Turkish: Ali onun beynini dağıtmadan önce Mary'ye dizinden ateş etmişti

English: Ali is the brains of our company.
Turkish: Ali şirketimizin beynidir.

English: He is one of the best brains in our country.
Turkish: Ülkemizdeki en zeki kimselerden biridir.

Brains ingilizcede ne demek, Brains nerede nasıl kullanılır?

Brains trust : Danışman grubu. Beyin takımı. Soruları cevaplayan uzmanlar grubu.

Has brains : Akıllı. Çok zeki. Entelektüel yeteneğe sahip.

He had more guts than brains : Cesareti boldu fakat aklı yoktu. Çok cesurdu ancak çok akıllı değildi.

Brainsick : Yarı akıl hastalığı. Çılgın. Kaçık. Beyinsel özürlü. Akli dengesi yerinde olmayan. Dengesiz. Deli. Dengesiz (kimse). Aklen dengesiz.

Brainsickly : Çılgınca.

Brainstorms : Beyin fırtınası yapmak. Dahiyane buluş (col.). Anı delilik. Parlak fikir. Cinnet krizi. Geçici delilik.

Rattlebrains : Kafasız. Vırvırcı. Aptal. Sersem. Kuş beyinli. Kuş beyinli kimse. Dırdırcı. Geveze.

 

Midbrains : Beynin ortasındaki. Beyin ortası. Orta beyin. Beynin orta kısmı. Ortabeyin. Beynin ortası.

Birdbrains : Kuş beyinli. Sersem. Kuş beyinli (argo terim). Kafasız. Aptal.

Brainstem : Beyin sapı. Beyinsapı. (anatomi terimi) beynin sapa benzeyen ve beyni omuriliğe bağlayan alt kısmı. Beyin kökü.

İngilizce Brains Türkçe anlamı, Brains eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Brains ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ferry : İskele. Karşı sahile taşımak. Araba vapuru. Rıhtım. Feribot. Taşımak. İki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi. Götürmek. Bir araçla taşımak. Vapur iskelesi.

Brain : Zeki kimse. Kafasına ağır bir darbe indirmek. Kafa yarmak. Omurgalılarda kafatası içindeki merkezi sinir sisteminin bir bölümü. omurgasız hayvanlarda yutağın ve sindirim borusunun üzerindeki büyük sinir düğümü olan gangliyon, serebrum. Zeki. Dimağ. Omurgalı hayvanların sinir sisteminin kafatası içinde bulunan merkez bölgesi. omurgasız hayvanlarda yutağın ve sindirim borusunun üzerindeki büyük sinir düğümü olan ganglion. serebrum.

Acuity : Bir resmin seçikliğinin fiziksel ölçüsü. (seçiklik öznel bir ölçü olduğu ve ister istemez en azından iki resmin gözle karşılaştırılmasına dayandığı halde, keskinlik fiziksel ölçüye dayanır). Keskinlik. Akuiti. Duyuların keskinliği veya berraklığı. Sivrilik. Duyarlılık. Keskin duyululuk. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Bean : Adam. Metelik. Çekirdek (kahve vb). Kelle. Tane. Saksı (kafa). Tohum. Baklagiller (leguminosae) familyasından, beyaz, pembe ya da mor çiçekli, meyveleri legümen tipte, taze ve kuru sebze olarak yenen, bir yıllık, otsu, tırmanıcı bir bitki.

 

Cerebrums : Serebrum.

Impart : Açığa vurmak. Söylemek. Uygulamak. Katmak. Vermek. Pay vermek. Açıklamak. Bildirmek.

Gray matter : Boz madde. Gri madde. Kafa veya beyin. Beynin merkezindeki gri yapı. Doku.

Advices : Tavsiyeler. Nasihat. Fikir. Tavsiye. Danışma. Öğüt. Uyarı.

Adorableness : Tapılası olma. Kıymet. Şirinlik. Sevimlilik. Çekicilik. Sevilmeye layık olma.

Ingeniousness : Marifet. Beceri. Ustalık. Beceriklilik. Yaratıcılık.

Brains synonyms : come, cerebrals, conks, acumen, grey matter, carry, cuteness, encephalon, bacon rind, conk, bring back, come up, chumps, land, fettle, ability, coconut, cerebrum, acuities, fetch, conduct, tube, anima, deepness, encephala, cast of mind, beans, bonce, alter, caput, change, convey, transit.

Brains zıt anlamlı kelimeler, Brains kelime anlamı

Go : Söylenmek. Sonuçlanmak. Kaybolmak. Girişim. Tükenmek. Enerji. Gitmek. Devrolunmak. Olmak. Girmek.

Take away : Alıp götürmek. Elinden almak (bir hakkı). Dışarıya çıkarmak. Almak. Çıkarmak. Çekmek (desteği). Paket yaptırıp götürmek. Ortadan kaldırmak. Kaldırmak. Götürmek.