Burdened türkçesi Burdened nedir

Burdened ile ilgili cümleler

English: They were burdened with heavy taxes.
Turkish: Ağır vergi yükü altındaydılar.

Burdened ingilizcede ne demek, Burdened nerede nasıl kullanılır?

Disburdened : İçini boşaltmak. Rahatlatmak. Yükünden kurtulmak. Yükünü hafifletmek. Yükten arındırılmış.

Overburdened : Çok sorumluluk vermek. Aşırı yüklenmiş. Fazla yüklemek.

Unburdened : Yükten kurtarmak. Engelsiz. Yükünden arındırılmış. Açmak. Yüksüz. İtiraf etmek. Yükünden kurtulmuş. Rahatlatmak (vicdan).

Burden costs : Dolaylı giderler.

Burden of proof : Kanıtlama yükü. Kanıtlama zorunluluğu. Beyyine külfeti. Kanıtlama zorunluğu. İspat yükümlülüğü. İspat zorunluluğu. İspat mecburiyeti. İspat yükü. İspat külfeti. Mahkemede görülen bir davada bir tarafın belirli bir konuyu kanıtlama sorumluluğu.

Burden rate : Genel gider oranı. Genel masraf oranı.

The burden of proof lies with : Bir taraf iddaalarını ispat etmek ve delilleri sunmaktan sorumludur.

Beast of burden : Hayvan. Yük hayvanı.

Beasts of burden : Yük hayvanı.

The burden of adducing evidence : Yargılamada bir tarafın sorumluluğunda olan hukuki delil sunma görevi. Delil sunma yükümlülüğü.

İngilizce Burdened Türkçe anlamı, Burdened eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Burdened ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Downloads : Karşıdan indirmek. Karşıdan yüklemek. İndirmek. Dosyaları bir modem aracılığıyla uzak bir bilgisayardan kopyalamak. Yüklenenler. Karşıdan yüklenenler.

Charge : İtham etmek. Suçlama. Taarruz. Görevlendirmek. Resmi dairelerde görülen hizmet karşılığı olarak iş sahibinden alınan para. Bilgi vermek. Hukuk, fizik, kimya, iktisat, nükleer enerji, tarih alanlarında kullanılır. Sorumlu tutmak. Ücret. Besleme.

Burden : Ağırlık. Ağır yük. Zorunluluk. Sıkıntı vermek. Yük. Sıkıntı çektirmek. Yüklenmek. Sorumluluk.

Downstream load : Aşağı yüklemek. Ana sistemden uçbirime veri akışı yükü. Aşağı akım yükü.

Weighed down : Ağırlaştırılmış yükü ağırlaştırılmış. Sıkılmış. Ezilmiş. Hükmedilmiş. Ağırlık edilmiş.

Fraughts : Dolu. Endişe verici. Rahatsız edici. Hileli kullanım. Endişeli.

Shipped : Varış yerine gitmemiş. Gönderilmiş. Sevk edilmiş. Nakledilmiş (gemi, uçak, vb. vasıtasıyla). Sevkedilmiş. Sevkedilmemiş. Gemiye yüklenmiş.

Fraught : Endişeli. Hileli kullanım. Endişe verici. Rahatsız edici. Kaygılı. Gergin. Dolu.

In the family way : Gebe. Hamile. Karnı burnunda.

Downloaded : Karşıdan yüklemek. İndirmek. Dosyaları bir modem aracılığıyla uzak bir bilgisayardan kopyalamak. Yüklenenler. Yüklenen. Karşıdan indirmek.

Burdened synonyms : loaded down, ascribe, ladens, tapped, ascribes, saddle, laded, burthen, fraughting, oppressed, embarked, weighty, big with, unloaded, encumbered, burthens, charged, download, laden, burdening, overburdened, loaded, burdens, bowed down, blind drunk, ascribed, saddling, heavy laden, saddles, saddled, installed, embark.

 

Burdened zıt anlamlı kelimeler, Burdened kelime anlamı

Unburdened : Yüksüz. Yükünden arındırılmış. Açmak. İtiraf etmek. Yükten kurtarmak. Engelsiz. Rahatlatmak (vicdan). Yükünden kurtulmuş.

Unencumbered : Borçsuz. Serbest. Engelsiz. İpoteksiz.