Cantlet türkçesi Cantlet nedir

Cantlet ingilizcede ne demek, Cantlet nerede nasıl kullanılır?

Cantle : Parça. Eyerin arka kaşı. Kısım. Köşe. Bölüm.

Cantles : Parça. Bölüm. Köşe. Eyerin arka kaşı.

Insignificantly : Çok küçük ölçüde. Önemsiz olarak.

Scantling : İnce tahta. Az miktar. Parça. Kırıntı. Numune. Küçük kereste. Kısa boy kereste. Uzun ve ince kereste veya kalas. Parça kereste. Küçük miktar.

Scantlings : Az miktar. Parça. Küçük miktar. Ahşap gövde elemanları. Uzun ve ince kereste veya kalas. Kırıntı.

Cantabria : İspanya'da otonom bir topluluk. Otonom bir ispanyol topluluğu.

Vacantly : Doldurma. Boş boş. Dalgın dalgın. Bön bön.

Cantabile : Yumuşak akışlı (müzik). Akıcı (müzik terimi). Melodik. Şarkılı.

Cant over : Meyil etmek. Eğilmek.

Cantab : Harvard öğrencisi. Cambridge öğrencisi.

İngilizce Cantlet Türkçe anlamı, Cantlet eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cantlet ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cantel : Parça payı (ayrıca cantle). Eğerin genellikle yukarı doğru kıvrık arka kısmı. Bölüm.

Mitres : Gönyeburun. Gönye. Açıölçer. Şev gönye. Piskoposluk tacı.

Aliquots : Bir sayıyı tam bölen sayı. Temsili miktar. Tambölen. Alikuot. Bölüntü. Sıvı bölüntü. 24 saatlik numuneden alınan örnek. Sayıyı tam bölen. Tümbölen.

 

Aliquot : Tümbölen. 24 saatlik numuneden alınan örnek. Bölüntü. Sıvı bölüntü. Bir sayıyı tam bölen sayı. Tambölen. Kalansız bölen. Alikuot. Sayıyı tam bölen.

Cake : Çörek. Topak. Kabuklaşmış kir. Kalıplaşmış. Küspe. Tane veya tohumların, etin veya balığın yağını veya diğer sıvılarını çıkarmak için mekanik sıkılmalarıyla elde edilen ve hayvan beslemede protein kaynağı olarak kullanılan yan ürün. Kalıplaşmak. Kaplamak. Pasta. Kaplanmak.

Bovine : İnek gibi. Hantal. Uyuşuk. Sıkıcı. Sığıra ait. Hissiz. Sığır gibi. Ağır. Durgun. Büyükbaş.

Bar : Parmaklıkla çevirmek. Çıta. Atletizm, bilgisayar, hukuk, tiyatro alanlarında kullanılır. İnce ışık demeti. Kapatmak ya da dışarıda bırakmak. Parmaklık takmak. Sırık. Dışında. Üniformalarda rütbe belirten metal çubuklar.

Trailer : Treyler. Motorlu taşıt tarafından çekilen motorsuz taşıt. Sürüngen bitki. Dorse. Artbilgi. Römork. Art bilgi. Yedekçekin. Motorlu bir taşıt tarafından çekilen motorsuz taşıt. Karavan.

Dairy cattle : Sağmal inek. Sağmal inekler. Süt ineği. Süt sığırı. Mandıra sığırı.

Flask : Dar boyunlu küçük şişe. Cep şişesi. Barutluk. Cebe konan küçük yassı içki şişesi. Matara. İmbik (mühendislik terimi). Şişe. Cepte taşınmaya uygun içki şişesi. Hasırlı şişe.

Cantlet synonyms : devon, genus bos, moo cow, stirk, boeuf, bos taurus, calf, bits, fragments, milcher, cow, fragmenting, beef, miter, milch cow, ox, cows, arris, avulsions, red poll, coigns, article, beef cattle, broken pieces, bit, bos, kine, edge, africander, cantles, milker, welsh black, mitre.

Cantlet ingilizce tanımı, definition of Cantlet

Cantlet kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A fragment. A piece. A corner.