Channelizes türkçesi Channelizes nedir

  • Kanala dökmek.
  • Kanal açmak.
  • Yöneltmek.
  • Odaklanmak (ayrıca 'channelise').

Channelizes ingilizcede ne demek, Channelizes nerede nasıl kullanılır?

Channelize : Kanal açmak. Odaklanmak (ayrıca 'channelise'). Yöneltmek. Kanalize etmek. Kanala dökmek.

Channelized : Kanal açmak. Yöneltmek. Odaklanmak (ayrıca 'channelise'). Kanala dökmek.

Channelization : Kanal açma. Kanallama. Kanal oluşması. Kanal açma eylemi (ayrıca 'channelisation').

Channelizing : Kanal açmak. Kanala dökmek. Odaklanmak (ayrıca 'channelise'). Yöneltmek.

Channeling : Kanal açılması. Kanallama. Yönlendirme. Kanala dökmek. Kanal oluşumu. Kanal açmak. Oluklanım. Kanallaşma. Kanal olma. Maceraya sevketmek.

Channel bar : Kanal çubuğu. U-profili. U-demiri. U demiri.

Channelise : Kanal açmak. Yöneltmek. Odaklanmak (ayrıca 'channelize'). Kanala dökmek.

Channel attached station : Kanala bağlı istasyon.

Channelisation : Kanal açma eylemi (ayrıca 'channelization'). Kanal açma. Kanallama. Kanal oluşması.

Channel capacity : Bilişim, fizik alanlarında kullanılır. Kanal sığımı. Kanal kapasitesi. Verilen bir iletişim dizgesinde, bir oluktan saniyede gönderilebilecek imlem sayısı. Belli bir olukta, birim süre içerisinde işlem görebilecek en büyük ikil sayısı. birim olarak ikil /saniye ya da baud kullanılır. Oluk sığası.

 

İngilizce Channelizes Türkçe anlamı, Channelizes eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Channelizes ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Canalise : Bir başka kanala yönlendirmek (ayrıca canalize). Kanalize olmak. Kanal yapmak. Kanalize etmek. Derinleştirmek. Kanal haline getirmek. (bir yöne) kanalize etmek. Yönlendirmek.

Channeling : Maceraya sevketmek. Kanallama. Kanal olma. Yönlendirme. Kanal oluşumu. Kanallaşma. Oluklanım. Kanal açılması.

Conduct : Olayların kendiliğinden akışı ya da yönlendirme sonucu izlediği süreç. Eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yönlendirmek. Rehberlik etmek. Yol göstermek. Kılavuzluk etmek. Kişinin özellikle ahlak bakımından gösterdiği davranım. bir kimsenin içinde bulunduğu toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullar dolayısıyle geliştirdiği ve onu aynı durumdaki kimselere yaklaştıran davranımların tümüne verilen ad. 3-bir kimse ya da bir olay karşısında alınan durum. Geçirmek. Gidiş.

The channel : Kanal. Yönlendirmek. Nehir yatağı. Maceraya sevk etmek. Bağlantı. Hat. Manş denizi.

Channelling : Yönlendirme. Kanal oluşumu. Arnalama. Kanallaşma. Arna açma. Oluklanım. Oluklama. Kanallama. Maceraya sevketmek.

Straighten out : Doğrulmak. Şüphesini gidermek. Doğrusunu açıklamak. Yoluna koymak. Düzelmek. Aydınlığa kavuşturmak. Aydınlatmak. Açıklığa kavuşturmak. Düzeltmek. Işık tutmak.

Destine : Geleceğini önceden belirlemek. Ayırmak. Önceden belirlemek. Nasip etmek. Kaderini önceden belirlemek. Kaderinde olmak.

Release : Serbest bırakma. Yay. Yürürlükteki bir görevin kullanmak üzere tuttuğu bir çevre biriminin ya da bir bellek alanının, izlencedeki bir komut, işletmen'in karışması ya da işletim dizgesince uygulanan herhangi bir komut nedeniyle görevle ilişkisini kesmek, bunları herhangi bir başka görev için kullanıma açık duruma getirmek. Muafiyet. Sürüm. Bırakmak. Vazgeçme. Bir filmin oynatılmak üzere piyasaya çıkarılması. Sürüm işlemi. Yayım.

 

Canalize : Kanalize etmek. Yönlendirmek. Bir yöne akıtmak. Kanalize olmak. Suyu bir yöne akıtmak. Kanal haline getirmek. Kanal yapmak. (bir yöne) kanalize etmek.

Bend : Bağlamak (yelken). Eğmek. Esnetmek. İşi e geldiği gibi değiştirmek. Bükülmek. Çevirmek. Eğilmek. Kıvrım kanatlarının birbirine bağlandığı yer. Kıvrılmak.

Channelizes synonyms : channel, channelize, convey, straighten, project, fetch, channelise, bring, channelizing, aimed, send out, get, canalizes, canalizing, turn, send, direct, canalized, channeled, channels, transport, channelled, transmit, destining, transfer, translate, destines, propagate, move, displace, channelized.

Channelizes zıt anlamlı kelimeler, Channelizes kelime anlamı

Take away : Çalmak. Alıp götürmek. Elinden almak (bir hakkı). Çekmek (desteği). Uzaklaştırmak. Çıkarmak. Dışarıya çıkarmak. Paket yaptırıp götürmek. Almak. Ortadan kaldırmak.