Cluttering türkçesi Cluttering nedir

  • Yığmak.
  • Tıka basa doldurmak.
  • Karmakarışık konuşma.
  • Altüst etmek.
  • Darmadağın etmek.
  • Hızlı konuşma.

Cluttering ingilizcede ne demek, Cluttering nerede nasıl kullanılır?

Clutter rejection : Parazit yansımaları bastırma.

Clutter signal : Parazit yansıma sinyali.

Clutter up : Darmadağın etmek. Karıştırmak. Tıka basa doldurmak. Altüst etmek. Yığmak.

Cloud clutter : Buluttan parazit yansıma.

Ground clutter : Yer yansısı. Toprağın bozucu etkisi. Yerden parazit yankılar.

Clutters : Karmakarışık etmek. Yığmak. Dağınıklık. Darmadağınıklık. Darmadağın etmek. Karıştırmak. Karışıklık. Dağıtmak. Koşuşmak. Tıka basa doldurmak.

Uncluttered : Kargaşayı ve dağınıklığı ortadan kaldırmakr. Ayarlamak. Dağınıklığı toplamak. Çeki düzen vermek. Az eşyalı (oda). Düzenlemek. Toparlamak. Düzene sokmak. Düzenli. Karışık olmayan.

Unclutter : Düzenlemek. Düzeltmek. Düzene sokmak. Kargaşayı ve dağınıklığı ortadan kaldırmakr. Sıraya koymak. Dağınıklığı toplamak. Ayarlamak. Karışıklığı gidermek. Toparlamak. Çeki düzen vermek.

Sea clutter : Denizden parazit yansıma.

Clutter : Karışıklık. Koşuşmak. Karman çormanlık. Saçıştırılmış şeyler. Darmadağın etmek. Darmadağınık etmek. Darmadağınıklık. Karmakarışık etmek. Dağıtmak. Karıştırmak.

 

İngilizce Cluttering Türkçe anlamı, Cluttering eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cluttering ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Clutters : Darmadağınık etmek. Koşuşmak. Karıştırmak. Darmadağınıklık. Dağıtmak. Karışıklık. Karman çormanlık.

Clumping : Kümelenme. Yumruklamak. Atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses. Kümeleşme. İndirmek (argo terim). Ağır adımlarla yürümek. Kümeye eklemek.

Rout : Hezimete uğratmak. Aramak. Araştırmak. Bozgun. Bozguna uğratmak. Kurcalamak. Hengame. Eşelemek. Tarumar etmek. Hezimet.

Bank : İşlevlerine göre merkez bankası, kalkınma ve yatırım bankası ve ticari banka; sermaye yapısına göre ise kamu bankası, özel banka ve yabancı banka biçiminde sınıflandırılan ve yasa veya izinle kurulabilen finansal aracı kurum. Set. Sahil. Kara sahanlıklarında görülen, alanları ve biçimleriyle ayrımlı, derinlikleri genellikle 5-20 m. arasında değişen, balık bakımından zengin sığlıklara verilen ad. Parasal işlerini yapmak. Yokuş. Para sürmek. Yığın. Yığılmak. Basamak.

Bollix : Yok etmek. Perişan etmek. Batırmak. Bozmak. İçine etmek. Saçmalık. Saçma. Berbat etmek. Eline yüzüne bulaştırmak.

Agglomerating : Bir araya getirmek. Yığılmak. Toplamak. Toplanmak.

Clump : Ağır ağır atılan adımların sesi. İndirmek. Tok ses. Ayak sesi. Kümelemek. Ayakkabı pençesi (kalın). Küme. Ağır adımlarla yürümek. Ağır ve gürültülü adımlarla yürümek. Yığın.

Cram : Tıka basa yemek. İnekletmek. Ağzına kadar doldurmak. Sıkıştırmak. Tıkınmak. İneklemek. Çok çalışmak. Sınav için çok çalışmak. Acele ile sınava hazırlanmak. Tıkamak.

 

Encumbers : Engellemek. Ayak bağı olmak. Ayağına dolaşmak. Sorumluluk yüklemek. Sorumluluk altında bırakmak. Engel olmak. Borç. Doldurmak. Yüklemek.

Bedeviling : Çileden çıkartmak. Delirtmek. Bozmak. Şaşırtmak. Kafasını karıştırmak.

Cluttering synonyms : piece of writing, coruscant, agitate, sparkly, accumulate, clumped, break asunder, gorge, triple tongue, choke up, jabber, scintillating, superscription, agitates, gluts, clutter up, bedevilled, disarray, agitating, depolarise, jabbers, clutter, scintillant, bedevil, accumulates, bedevilling, glutted, routed, encumber, bright, inscription, litters, rumple.

Cluttering zıt anlamlı kelimeler, Cluttering kelime anlamı

Dull : Ağır. Sersemletmek. Duygusuzlaşmak. Kalın kafalı. Duygusuz. Körelmek. Tatsız. Mat. Körleşmek. Ruhsuz.

Unflattering : Övücü olmayan. Kalaysız. Körlük. Yaldızsız. Kötüleyen.