Come in on türkçesi Come in on nedir

Come in on ingilizcede ne demek, Come in on nerede nasıl kullanılır?

In : Gelmiş olan. İktidardaki. İç. Dahili. De. Tutulan. İçeriye. İçine. Mevsimi gelmiş. Da.

On : Esnasında. İle. Hazır. Giyilmiş. Makbul. Yönünde. Civarında. Devrede. E doğru.

Come in : Başa geçmek. Gözde olmak. Yaygın olmak. Almak. İçeri girmek. Tutulmak. Kabarmak (met halindeki deniz). Seçilmek. Yükselmek. Sağlamak.

Come in first : Birinci gelmek. Birinci yeri almak. Yarışmayı kazanmak. Birinci olmak. Birinci olmak (yarışta).

Come in for : Miras almak. Uğramak. Tabi olmak. Hak etmek. - in muhatabı olmak (örneğin, “aktör çok fazla eleştiriye maruz kaldı”). Mirasa konmak. Maruz kalmak.

Come into collision : Çarpışmak.

Come in view : Ortaya çıkmak. Görünmek.

Come in handy : Kullanışlı olmak. Yararı dokunmak. (ileride) faydalı olmak. İşe yaramak. Faydalı olmak. Elverişli olmak. Yararlı bir hal almak.

Come in suddenly : Damlamak.

Come into : (miras) konmak. Konuvermek. Mirasa konmak. Başlamak. Katılmak. Elde etmek. Konmak (mirasa). Girmek. Miras olarak almak. Miras almak.

İngilizce Come in on Türkçe anlamı, Come in on eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Come in on ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Acceding : Razı olmak. Yanaşmak. Yönetime geçmek. Yerine getirmek. İş başına gelmek. Uymak. İktidara gelmek. Kabul etmek. Tahta çıkmak.

Be in : Çıkmak (mevsimi geldiği için sebze veya meyve). Evde veya ofiste bulunmak. Olayın vb içinde olmak. Bir olaya vb karışmak. Gol olmak. Moda olmak. Bir olaya vb bulaşmak.

Ally : Müttefik. Katmak. Birleşmek. Müttefik ülke. Ticaret serbestliği. Dost. Arkadaş. Birleştirmek.

Fall within : Yeralmak. Alanına girmek.

Go in for : Bir şeyi yapmaktan hoşlanmak. Yarışmada yer almak. Zevk almak. Sınava girmek. Yeralmak. Meraklısı olmak. Sınav olmak. Bir şeyin meraklısı olmak. İlgi duymak.

Be located in : Kain olmak.

Preconditions : Giriş koşulu. Önşart. Önkoşul. Ön koşul. Ön şart. Önceden hazırlamak.

Acceded : Yanaşmak. İktidara gelmek. Razı olmak. Yerine getirmek. Yönetime geçmek. Tahta çıkmak. Kabul etmek. Uymak. İş başına gelmek.

Put in an appearance : Görünmek. Yeralmak. Kısa bir süre kalıp gitmek. Uğramak. Boy göstermek. Çok kısa bir süre kalmak.

Play a part : Rol almak. Rol oynamak. Rol yapmak. Bir rolü oynamak. Payı olmak.

Come in on synonyms : affiliate, affiliate with, agree with, adhered, enter into, figure, occur, adhering, adheres, act the part, accedes, be in the swim, ally oneself, go on, precondition, accede, assist at, fall into, affiliating, adhere, affiliates.