Consciousness türkçesi Consciousness nedir

  • İnsanın çalışma süreci içinde, eş deyişle toplumsal ilişkiler süreci içinde nesnel çevresini ve kişisel varoluşunu anlamasını sağlayan düşünsel süreçlerin toplamı.
  • Algıları ansal düzeyde bilgiye dönüştüren süreç. bk. an, anlak.
  • İdrak.
  • Şuur.
  • His.
  • Zihin.
  • Uyanık olma.
  • Bilinç.
  • Anlayış.
  • Bilinçlilik.
  • Sosyoloji alanında kullanılır.
  • Akıl.
  • İnsanın amaçlı bir etkinliği, toplumsal gelişmenin bilinen nesnel yasalarına uygun olarak gerçekleştirmesi durumu.

Consciousness ile ilgili cümleler

English: Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.
Turkish: Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.

English: She regained consciousness in the hospital.
Turkish: O, hastanede bilincine tekrar kavuştu.

English: Ali hasn't regained consciousness yet.
Turkish: Ali henüz bilinci yeniden kazanmadı.

English: He regained consciousness in the hospital.
Turkish: O, hastanede bilincini yeniden kazandı.

English: He regained consciousness and was able to talk.
Turkish: O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.

 

Consciousness ingilizcede ne demek, Consciousness nerede nasıl kullanılır?

Consciousness expanding : Zihin açıcı.

Consciousness of responsibility : Ahlaksal sorumluluk.

Consciousness raising : Bilinçlendirme. Bilinç yükseltme.

Stream of consciousness novel : Bilinç akışı romanı. Sözle dışarıya vurulan fikir ve duyguları ve onlarla birlikte içten geçenleri de bir arada alarak bilinç akışını kesiksiz ve eksiksiz bir şekilde anlatan, yirminci yüzyıl roman türü.

Class consciousness : Sınıf mücadelesi. Bir toplumsal sınıf üyelerinin toplumdaki sınıfsal yapı içinde belli bir basamakta bulunduklarını, bu yeri belirleyen etkenlerin neler olduğunu kavramaları, durumlarını iyileştirmeyi ortaklaşa olarak amaçlamaları. Sınıflar arasındaki farklılıkların farkındalık (alt sınıflar, üst sınıflar, vb.). Sınıf şuuru. Sınıf bilinci.

Forms of social consciousness : İnsanların kılgısal etkinlikleri sırasında çevrelerini anlıklarında yansıtma biçimleri. Toplumsal bilinç biçimleri.

Group consciousness : Grup şuuru. Grup bilinci.

National consciousness : Milli bilinç.

Historical consciousness : Tarih bilinci.

Self consciousness : Kendi halini düşünme. Özbilinçlilik. Özfarkındalık. Kendini bilme.

İngilizce Consciousness Türkçe anlamı, Consciousness eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Consciousness ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Alienation : Yabancılaştırma. Yabancılaşma. Uzaklaşma. Bireyin çevre koşullarına aykırı düşmesi ya da kendisini başkasının gözüyle görmesi. Ötekileştirme. Aliyenasyon. Devir. Belli tarihsel koşullarda insan ve toplum etkinlikleri ürünlerinin (emeğin, paranın, toplumsal ilişki sonuçlarının, insanın özelliklerinin ve yeteneklerinin) bu etkinliklerden bağımsız ve bunlara egemen ya da özlerinde olduklarından değişik biçimde kavranması. Aralarını açma.

 

Chords : Bağlama kirişi. Nüans. Akortlar. Tel. Ton. Duygu. Kiriş. Kanat genişliği. Akort.

Cognisant : İdrak yeteneği olan. Bilen. Haberdar. Bilincinde olan. Farkında olan.

Aesthetic : Nesnel toplumsal ilişkilerin bireyin uyumlu gelişimine, soyluyu ve alpı özgürce geliştirmesine, çirkin ve aşağılıkla savaşmasına... yardımcı olan ya da olmayan yanlarının duyusal belirişi. Güzelduyu. Bedii. Estetik.

Acculturation : Kültürel etkileşim. Kültürlenme ya da kültürel etkileşim. Kültürlenme. Bir kültürün ya da bir kültür öğesinin başka bir kültüre girmesi sonucu her ikisinin de değişmeye uğraması süreci. Kültürleşme. Bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesir. Kültür etkileşimleri. Kültürel uyum. Bir toplumun ekinine, başka (özellikle daha gelişkin) toplum ya da toplumların ekininden kimi özdeksel ve tinsel öğelerin geçmesi ve o ekinin göreli bütünlüğünün bozularak tutarsızlaşması olayı ya da süreci.

Age distribution : Yaş dağılımı. Bir popülasyondaki her bir yaş grubu içerisindeki bireylerin sayısı veya oranı. Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları.

Appreciations : Değerini bilme. Anlama. Değerlendirme. Değerlenme. Zevk alma. Paha biçme. Değer kazanma. Teşekkür. Değerlendirmeler.

Instinct : Canlıları, yararlı ya da gerekli birtakım işlere güden ve düşünceyle ilgisi bulunmayan duygu. bir türün bütün üyelerinde doğal olarak var olan ve öğrenme yerine olgunlaşma sonucu gelişen karmaşık bir uyarım. Biyoloji, eğitim alanlarında kullanılır. İçgüdü. Kabiliyet. Organizmayı o türe özgü olan bir amaca sürükleyen hareket eğilimi. davranıştaki doğal ve kalıtsal olan faktör. instink. örnek: örümceğin ağ örmesi. İnsiyak. İnstinkt. Sezgi. Bireyin doğasından gelen ve öğrenilmeden kazanılan kalıplı yönelim.

Emotion : Emosyon. Duygulanma. Duygulanım. Duygu. Heyecan. Coşku. Teessür. Olayların, nesnelerin, düşüncelerin ya da devinimlerin bireyde oluşturduğu, onun gerek çevresine, gerekse kendi kendisine karşı tutumunu dışlaştıran güçlü ve karmaşık duygu durumu. Güçlü duygu.

Cognition : Farkında olma. Biliş. Algılama. Bilişsellik. Bilme yetisi. Vukuf. Kavrama. Gerçeğin insan düşüncesinde, toplumsal gelişim yasalarıyla koşullanmış, uygulamayla ayrılmaz biçimde bağlantılı olarak yansıması ve yeniden kurulması süreci. Ittıla.

Consciousness synonyms : cognitive state, apprehensiveness, sensibility, chording, cognisance, affection, conscious, anima, mentality, conscience, ego, brain, bean, clear headedness, intelligence, sensation, intellect, adjustment in marriage, waking, minds, vigilance, deliberativeness, tenseness, aware, apprehensions, aesthetical ideal, cognizant, apperception, knowing, being awake, quick, abilities, age group.

Consciousness zıt anlamlı kelimeler, Consciousness kelime anlamı

Insensibility : Duyarsızlık. Aldırışsızlık. Hissizlik. Baygınlık. Duygusuzluk.

Sleeping : Uyumaya yarayan. Uyutan. Uyku hali. Uyuyor. Uyku. Uykuda. Uyku için kullanılan. Uyuma. Uyuyan.

Unconsciousness : Baygınlık. Enkonsiyans. Bilinçsizlik. Şuursuzluk. Kendinde olmama. Farkında olmama.

Consciousness antonyms : incognizance, unaware, aware.

Consciousness ingilizce tanımı, definition of Consciousness

Consciousness kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Knowledge of one`s own existence, condition, sensations, mental operations, acts, etc. The state of being conscious.