Didder türkçesi Didder nedir

Didder ingilizcede ne demek, Didder nerede nasıl kullanılır?

Diddle : Kandırmak. Aldatmak. Vakit öldürmek. Yutturmak. Kıpır kıpır olmak. Yerinde duramamak. Sarsmak. Sevişmek. Dolandırmak.

Diddled : Sarsmak. Kıpır kıpır olmak. Sevişmek. Aldatmak. Yutturmak. Vakit öldürmek. Dolandırmak. Yerinde duramamak. Kandırmak.

Diddler : Sübyancı. Üçkağıtçı. Çocuk tacizcisi.

Diddlers : Üçkağıtçı. Sübyancı. Çocuk tacizcisi.

Diddles : Dolandırmak. Yerinde duramamak. Kıpır kıpır olmak. Vakit öldürmek. Sarsmak. Kandırmak. Aldatmak. Sevişmek. Yutturmak.

Did a bad job : Kötü bir iş çıkardı. Özensiz bir iş yaptı. İşini baştan savma yaptı. İşini ciddiye almayarak yaptı.

Tarradiddle : Aptal numarası yapma. Beyaz yalan. Zararsız yalan. Zırva. Yalan. Uydurma. Saçma sapan. İpe sapa gelmez şey. Boş laf. Kaçamaklı söz.

Diddling : Kandırmak. Vakit öldürmek. Yerinde duramamak. Kıpır kıpır olmak. Yutturmak. Dolandırmak.

Diddums : Bir kimsenin çocuk gibi davranan kimseye yakınlık duymadığını belirtmek için söylediği şey. Konuşmacının kendisine hitap edilen kişinin çocuksu davrandığını düşündüğünü gösteren ünlem.

Diddley : Daha sonra gelen rok müzisyenlerini etkileyen afrikalı-amerikalı gitarcı ve şarkıcı. Beş para etmez. Bo diddley (elias mcdaniel olarak 1928'de doğdu). Soyadı.

 

İngilizce Didder Türkçe anlamı, Didder eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Didder ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dithered : Tereddüd etmek. Titrek. Duraksamak. Kararsız olmak.

Doddering : Sarsak. Eli ayağı tutmayan. Halsiz. Titrek. Zayıf. Bunak.

Dithers : Tereddüt etmek. Telaşa kapılmak. Kararsız olmak. Duraksamak. Eli ayağı titremek. Eli ayağına dolanmak. Tereddüd etmek. Panik yapmak. Kıpırtılandırmak.

Flickered : Oynamak (ışık veya gölge). Alazlanmak. Çırpınmak. Titrek ışık veya alev. Hızla ve sessizce önünden geçmek. Alevlenmek. Titreyerek yanmak (ateş). Oynamak.

Aquiver : Titreyen. Heyecandan titreme veya ürperme belirtileri olan.

Bickered : Pırıldamak. Çekişmek. Şırıldamak. Tartışmak. Titreşmek. Ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak. Münakaşa etmek. Didişmek. Atışmak. Önemsiz bir şey için kavga etmek veya tartışmak.

Chill : Soğutmak (yiyecek veya içecek). Soğuk algınlığı. Korkutmak. Soğuk. Soğumak. Üşütücü. Üşütmek. (neşesini) kaçırmak.

Fremitus : Hırıltı. Tıkırtı. Hırıltı (tıp veya medikal terimi).

Flickering : Titreşen. Titrek. Kırpışma.

Fibrillated : Şiddetlice sarsmak. Seğirmek (tıp veya medikal terimi).

Didder synonyms : move reflexively, move involuntarily, jiggled, flickers, jiggles, flutter, fibrillate, shake, jiggle, ague, bickers, dither, agues, flicker, fluttered, chills, fibrillating, bicker, clonicity.