Diplexer türkçesi Diplexer nedir

  • Verici bir yayaçla ortak bir besleme kablosu ve dalgalıktan yararlanan resim ve ses vericilerinin çıkışlarının bağlandığı aygıt. alıcı dalgalıklarda iki dalgalığı ortak bir iniş kablosuna bağlayan aygıt. ortak dalgalıklarda bu dalgalığın çıkışını değişik almaçların girişlerine dağıtan aygıt.
  • Çiftleyici.
  • Düpleksör.
  • Köprü.
  • Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Diplexer ingilizcede ne demek, Diplexer nerede nasıl kullanılır?

Diplexers : Çiftleyici. Köprü. Düpleksör.

Diplex : Dipleks.

Diplegia : Çift taraflı inme. İki tarafı felç. İki taraflı felç. Dipleji.

Dipl : Diplo. Çift.

Diplacement : Deplasman. Yer değiştirme, yerinden oynama, yerinden çıkarılma.

Diplobiont : Diplobiyont. Hayat devrinde en az iki tip bireyle karakterize olan organizma.

Diplococci : Çift halde oluşan küre biçimli bakteri familyası. Bakterilerde, bölündükten sonra ayrılmayıp çiftler halinde birbirine bağlı kalmış koklar. Diplokok.

Diplococcal : Diplokok grubuna özgü. Diplokok (çift halde oluşan küre biçimli bakteri) grubu ile ilgili.

Diplobacilli : Diplobasil. Bölündükten sonra ayrılmayıp çiftler halinde birbirine bağlı kalmış çubuk şeklindeki bakteriler.

Diplocaria : Diplokarya. Bir çift çekirdeğe sahip olma durumu.

İngilizce Diplexer Türkçe anlamı, Diplexer eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Diplexer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ligament : Bağ. Hareket eden birkaç kemiği birleştiren kuvvetli, telli sık bağ dokusu şeridi. yassı solungaçlılarda iki kabuğu bağlayan menteşe şeklindeki yapı, ligament. Ligament. Hareket eden birkaç kemiği birleştiren kuvvetli, telli sık bağ dokusu şeridi. yassı solungaçlılarda iki kabuğu bağlayan menteşe şeklindeki yapı. ligament. Lıgament. Kiriş. Kemik bağ dokusu. Bağdoku. Bağ doku.

Cell connector : (akü) eleman köprüsü. Eleman köprüsü. Akımsaklarda iki bölme arasında elektriksel bağı sağlayan iletken. Bölme köprüsü.

Walk over : Kötü davranmak. Rakibi olmadığından kazanmak. Eziyet etmek. Yargıyla kazanma. Kolayca kazanmak. Kolayca yenmek. Kolay kazanmak. Katlanmak. Yarıştığı koşucunun yarışı bırakması ya da yarış dışı edilmesi sonucu yarışı kolayca kazanma.

Navigating bridge : Kaptan köşkü. Köprü üstü. Gemide dümen kullanma platformu.

Viaduct : Vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü. Kara köprü. Viyadük. Asma yol. Karayolu köprüsü. Aşıt.

Truss bridge : Üçgen kirişli köprü. Kafes kirişli köprü. Kirişli köprü. Makaslı köprü. Çatkılı köprü. Kafes köprü.

Hyperlink : Hiper bağ. Bağ. Ortam ötesi bağ. Üst bağ. Bir hipermetin belgesinin bir kullanıcıyı başka bir hipermetin belgesine yönlendiren bölümü (bilgisayar).

Bridge : Işıklamanın yönetildiği ya da düzenlendiği sahne ağzının üstünde ve iç yanındaki köprü. Sahne asansörü. Sahne içinde dekor değiştirmeye ya da yükselti sağlamaya yarayan inip çıkan taban. (oyun) briç. Kukla köprüsü. Sahne üstünde geçit, köprü. İpli kuklanın oynatılmasında kullanılan küçük köprü. Briç. Arayı kapatmak.

 

Hyperlinks : Köprüler. Hiper bağ. Bir hipermetin belgesinin bir kullanıcıyı başka bir hipermetin belgesine yönlendiren bölümü (bilgisayar). Hiperbağlaç.

Diplexer synonyms : diplexers, pons, bridges, james whistler, crossovers, crossover.