Disseminating türkçesi Disseminating nedir

Disseminating ingilizcede ne demek, Disseminating nerede nasıl kullanılır?

Dissemination : (bilgi) yayımlama. Geçme. Yayma. Saçılma. Saçma. Yaygınlaştırma. Sirayet. Dağılma. Dağıtım. Dağıtım (bilgi vb).

Dissemination at a distance : Bir topluma ilişkin halk ürünlerinin aralarında tarihsel, coğrafyasal ve toplumsal hiçbir ilişki bulunmayan öteki toplumlara geçmesi olayı. bk. yayılım, uzak açıklama. Uzak yayılım.

Disseminations : Dağıtım. Saçma. (bilgi) yayımlama. Yayılım. Dağılma. Yayma. Yayılma. Yaygınlaştırma. Saçılma. Geçme.

Disseminative : Saçılan. Yayılan. Yayılma eğiliminde.

Selective dissemination of information : Seçimli bilgi dağıtım. Bir bilgi yayım dizgesinde, abonelerin tanımladıkları kişisel ilgi örüntülerine göre, onlara yeni yayınlanmış belgelere ilişkin sürekli biçimde bilgi göndermeyi amaçlayan kamu hizmeti.

Disseminator : Bilgiyi ileten. Haberleri yayan.

Disseminated sclerosis : İstemli hareketlerin felce uğraması. İstemli hareketlerde tutukluk.

Disseminated ore : Serpilmiş töz. Dissemine cevher.

Disseminated intravascular coagulation : Disemine intravasküler koagülasyon. Endotelde yaygın zedelenme veya pıhtılaşma sisteminin iç ve dış nedenlerle uyarılması sonucu, pıhtılaşma sisteminin patolojik etkinleşmesiyle arteryollerde ve kılcal damarlarda kanın damar içi pıhtılaşması, diffuz intravasküler koagülasyon, dissemine intravazal koagulasyon, fibrinsizleşme sendromu, tüketim koagülopatisi, dıc. birçok hastalığın yaygın ve önemli bir ara mekanizmasıdır. Dissemine intravasküler koagülasyon. Yaygın damariçi pıhtılaşması. Dıc. Dissemine intravasküler koagulasyon. Yaygın damar içi pıhtılaşma.

 

Disseminated : Yaygın. Dağılmış. Dağınık. Dağıtılmış. Bütün organa veya vücuda yayılmış, diffuz, dissemine. Geniş bir alan yayılmış. Yayılmış. Disemine.

İngilizce Disseminating Türkçe anlamı, Disseminating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Disseminating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Extension : Uzatılma. Ekstensiyon. Kapsam. Temdit. Uzatma. Artırma. Germe, açma. uzatma. Bir olgu, kavram ya da anlatımın anlamsal çerçevesi ya da tanımsal kuşatımı. bk. içerim. Paralel. Genişletme.

Bestrewing : Kaplamak. Yayarak kaplamak. Dağıtmak.

Besprinkles : Serpmek. Lekelemek.

Bestrewn : Yayılmış. Saçılmış. Dağıtılmış. Kaplamak. Dağıtmak. Yayarak kaplamak.

Bestrews : Dağıtmak. Kaplamak. Yayarak kaplamak.

Disperse : Gidermek. Kaçışmak. Yayılmak. Açılmak. Ayırmak. Dağıtmak. Serpilmek. Ayrılmak.

Spreading : Açma. Açılma. Serpme. Neşir. Dağıtan. Tevsi. Yaylım. Germe. Yayma.

Bespreads : Kaplamak. Lekelemek. Örtmek. Bulamak. Bulaştırmak.

Widespreading : Gittikçe daha büyük bir alan kapsayan. Büyüyen. Yayılan.

Disseminating synonyms : public exposure, crop dusting, seminate, diffusion, besprinkled, drills, broadcast, disseminates, bestrewed, deploy, broadcasted, conveyed, sowed, besprinkling, seed, circulate, inseminate, delate, drill, bestrew, propagation, disseminate, conveys, transmission, bespreading, circulates, inseminating, circulated, apply, spread, dispersal, bespread, deployed.

 

Disseminating zıt anlamlı kelimeler, Disseminating kelime anlamı

Collective : Kolektif. Ortak. Kolektif şirket. Ortak girişim. Müşterek. Genel. Ortaklaşma. Toplu. Topluluk adı. Ortaklaşa.

Concentration : Yoğunlaştırma. Teksif. Belli bir oylumdaki ya da belli ağırlıktaki çözeltide çözünen özdek tutarı. Toplaşım. Toplanma. Çözünen madde miktarının çözen madde miktarına oranı. İnsanların ve uygulayım ürünlerinin, insanın ve doğanın temel gereksinmelerin karşılanmasına elverişli koşulları yaratmış olduğu yerlerde toplanması süreci. İktisadi etkinliklerin büyük bir kısmının en büyük birkaç firma tarafından denetlenmesi. Bir araya getirme. Bir çözeltinin birim oylumuna düşen ortalama özdecik sayısı.