Eş zamanlı bilgisayar nedir, Eş zamanlı bilgisayar ne demek

Eş zamanlı bilgisayar; Bilişim alanında kullanılan bir sözcüktür.

Bilişim dünyasındaki anlamı:

Hesaplamanın gerektirdiği yolda birbirlerine bağlanan birimleri kapsayan, böylece tüm hesaplamanın eşzamanlı olarak yürütülebildiği bir bilgisayar. Bir hesaplamanın yürütülmesinde, bir değişkenin değişik zamanlardaki değişik değerlerini gösteren imleri belli bir bağlantı taşır. örn. bir türevsel çözümleyici.

Eş zamanlı bilgisayar anlamı, tanımı

: Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri. Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri. İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partner. Kuma, ortak. Arkadaş. Döl eşi. Birbirine düşman kimseler: Behey insan sen bunun eşi misin de bu kadar eksik tarafını arıyorsun. İnsan ve hayvanlarda doğum sırasında, bebek ya da yavrudan sonra gelen etsi madde, son, etene. İyi. Eş, benzer. Eğiş. Dölütle dölyatağını birbirine birleştiren, doğum sırasında çocuktan sonra çıkan; halk arasında çocukla eş tutulan, bu nedenle çocuğun yazgısını, karakterini, gelecekteki işini etkileyeceği inancıyla birtakım geleneksel ve büyüsel işlemlerden geçirilen zar. Etene. Karı ve kocadan her biri. Arkadaş, dost, yâr. Nazır, benzer, şerik

 

Zama : Üzengi kayışı. Çarkta bükülürken iki kazık arasında birbirine eklenerek katlanan kıl ipi katlarından her birinin boy ölçüsü. Enişte. Güvey.

Bilgi : İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Bilim.

Bilgisayar : Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin.

Eş zaman : Aynı zaman içinde hareket eden, senkron, asenkron karşıtı.

Eş zamanlı : Başlamalarıyla bitmeleri arasında geçen zaman eşit olan (olaylar), senkronik. Aynı zamanda oluşan.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

Zamanlı : Zamanı olan. Uygun bir zamanda.

 

Türevsel çözümleyici : Türevsel denklemlerin çözümü için birbirlerine bağlı tümleyicilerden yararlanan bir örneksel bilgisayar.

Çözümleyici : Çözümleme yapan kimse, tahlilci, analist.

Yürütülme : Yürütülmek işi.

Hesaplama : Hesaplamak işi.

Gösteren : Gösterilenle birleşerek göstergeyi oluşturan ses veya sesler bütünü.

Bağlanan : Akarsuların seviyesini yükseltmek, suları toplamak veya başka yöne çevirmek için yapılan bent.

Değişken : Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil. Geometride, bir koninin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya kadar olan parçanın uzunluğu, parametre. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik. Bir istatistik bütünün belli başlı niteliklerini daha basit ve kısa olarak gösterme olanağı veren ölçülebilir büyüklük, parametre. Cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik, parametre.

Bağlantı : İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak. İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. Yapılacak işle ilgili sözlü veya yazılı anlaşma, angajman.

Zamanla : Aradan süre geçtikçe, giderek.

Değişke : Varyant. Her canlıda dış etkilerle ortaya çıkabilen, kalıtımla ilgili olmayan değişiklik, modifikasyon.

Böylece : Tam böyle, bu biçimde. En sonunda, böylelikle.

Diğer dillerde Eş zamanlı bilgisayar anlamı nedir?

İngilizce'de Eş zamanlı bilgisayar ne demek ? : simultaneous computer