Enter into türkçesi Enter into nedir

Enter into ile ilgili cümleler

English: People often enter into a relationship thinking that they can change the other person.
Turkish: İnsanlar sık sık, diğer şahsı değiştirebileceklerini düşünerek bir ilişkiye girerler.

English: The researchers use the portal to enter into a different part of the universe.
Turkish: Araştırmacılar evrenin farklı bir bölümüne girmek için kapı kullanırlar.

English: Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
Turkish: Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.

Enter into ingilizcede ne demek, Enter into nerede nasıl kullanılır?

Enter : Girmek. Sokmak. Giriş yapmak. Deftere yazmak. Geçirmek. Katılmak. Gümrük beyanında bulunmak. Kaydolmak. Kaydetmek. Yazılmak.

Into : İçine. İçeriye. Şekline. Ye. Haline. -a. -e. Biçimine. -in içine. E.

Enter into a bargain : Pazarlığa girişmek.

Enter into a bond : Anlaşma yapmak.

Enter into a bond with : -'ile anlaşma yapmak. -'ile sözleşme yapmak.

Enter into a contract : -'ile anlaşma yapmak. Bir sözleşmeye taraftar olmak. Bir anlaşma imzalamak. Bir sözleşmeye katılmak.

 

Enter into a lease : Kira anlaşması yapmak.

İngilizce Enter into Türkçe anlamı, Enter into eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Enter into ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Begins : Başlatmak. Doğmak. Meydana gelmek. Koyulmak. Önayak olmak.

Figure : Desen. Tasvir etmek. İnsan tasviri. Bir olayın çeşitli durumlarını göstermeye ve birkaç değişken arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgisel anlatım türü. Şahıs. Resim. Sayıları gösteren simgelerden her biri. Rakam. Görünmek. Sayı.

Begin : Başlatmak. Doğmak. Start almak. Önayak olmak. Meydana gelmek. Start vermek. Vücut bulmak. Atılmak.

Prefacing : Mukaddime. Önsöz yazmak. Ön söz. -e ile başlamak. Mukaddeme. Önsöz ile başlamak. Başlangıç. Önsözünü yazmak. Önsöz.

Approaches : Andırmak. Yanaşmak. Girişler. Benzemek. Ele almak. Koyulmak. Temasta bulunmak. Görüşmek. Varmak.

Break into : Hırsızlık amacıyla bir yere girmek. Zorla içeri girmek. Ayırmak. Zorla girmek. Hırsızlık yapmak. Basmak. Tecavüz etmek. Dalmak. Konuşmayı kesmek.

Be located in : Kain olmak.

Be in the swim : Faal bir hayat sürmek. Haberi olmak. Yeralmak. Faal bir sosyal hayatı olmak. Haberdar olmak.

Enter on : Konmak. Dönüm noktasına gelmek. Almak.

Buckle down to : Dört elle sarılmak. Dört elle girişmek. Hevesle girişmek. İşe canla başla sarılmak. Ciddiyetle bir işe girişmek.

Enter into synonyms : attempt, affiliate with, ally oneself, preluded, be enrolled, attacks, precondition, commence, embark on, preconditions, began, fall within, enter, embark, begun, assist at, affiliate, enlists, coming in, adheres, ahead, address oneself to, sign in, agree with, prefaces, get going, embark upon, act the part, go on, attacked, preludes, come on, come in on.