Exhibiter türkçesi Exhibiter nedir

  • Arz eden.
  • Gösterici.
  • Sergileyen.
  • Resimle gösteren.
  • Teşhir eden.
  • Bir sergiye katılan kimse.
  • Gösteren.

Exhibiter ingilizcede ne demek, Exhibiter nerede nasıl kullanılır?

Exhibiters : Gösterici. Gösteren. Sergileyen. Resimle gösteren. Teşhir eden. Arz eden. Bir sergiye katılan kimse.

Exhibited : Ortaya koymak. Teşhir etmek. Sergilemek. Göstermek. Sunmak. Sergilenmiş. Sergilenen.

Exhibited inventions : Kütüğe yazımda, sergilendikleri göz önünde tutulacak markalar. Sergilenmiş bulgular.

Exhibit paintings : Resimleri sergilemek. Bir resmi toplumun görebileceği şekilde sergilemek (bir müzede, galeride, vb.).

Defense exhibit : Savunma delili. Savunma yeteneği veya yeni askeri gelişmeler gösterimi.

Exhibition : Ortaya koyma. İzhar. Ülke ürünlerinin tümüyle gösterilmesi, duyurulmaları ve satılmaları sağlanılmak amacıyla meydana getirilen büyük sataklar. Arz. Sergileme. Gösteri. Oynatım. Gösterme. Burs (ingiliz ingilizcesi). Sergi.

Gain and loss exhibit : Bir işletme tarafından hesap dönemi sırasında sağlanan gelir ve karlar veya zararlar hakkında hazırlanan rapor (muhasebe). Kar ve zarar göstermek.

School exhibit : Okul sergisi. Okul etkinlikleri ile öğrenci çalışmaları sonucu elde edilen ve eğitsel değer taşıyan ürünleri öğrencilere, velilere ve çevre halkına göstermek amacıyla genellikle öğretim yılı sonunda düzenlenen sergi.

 

Exhibiting : Gösterme. Dava sırasında vesika veya delil ibraz etme. Vesika gösterme. Teşhir etme. Resimle gösterme. Sunmak. Teşhir etmek. Ortaya koymak. Sergilemek. Göstermek.

Exhibition area : Sergi sahası. Sergileme alanı. Sergi alanı.

İngilizce Exhibiter Türkçe anlamı, Exhibiter eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exhibiter ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Demonstrators : Asistan. Gösteren kimse. Sergilenen şey. İspat eden şey.

Flash : Şimşek çakmak. Çakar (ışıtaç). Parlama. Işıltı. Ani ışık. Çok hızlı hareket etmek. Yıldızı parlamak. Çakmak. Radyo ya da televizyonda olağan yayın kesilerek verilen çok önemli kısa haber. Yakmak.

Shewers : Gösterişçi. Sunan.

Demonstrator : Asistan. Uygulama öğretmeni. Sergilenen şey. Gösteren kimse. Göstererek tanıtan kimse. İspat eden şey. İspat eden. Nümayişçi.

Demonstratives : İşaret zamiri. Kanıtlayan. Duygularını gizlemeyen. Hislerini serbestçe açığa vuran. Hislerini açığa vuran. Duygularını gizleyemeyen. Duygularını açığa vuran. Demonstratif. Göze çarpan.

Offerors : Teklif eden. Teklif eden kimse. Sunan kimse. İfade eden kimse(iyi niyet, arkadaşlık, vs. hakkında). Teklifi sunan. Kurban eden kimse. İleri süren kimse. Teklif sunan. İcapçı.

Expressive : Dışavurumcu. Anlamlı. Dokunaklı. İfadeli. Etkileyici. Anlatan. İfade eden. Manalı. Canlı.

Entertainers : Ağırlayan kimse. Eğlendiren kimse.

Exhibitioner : Teşhir hastalığı olan. İlaç olarak veren. Harçlık veya ödenek alan öğrenci. Kendini gülünç duruma düşüren. Teşhirci. Burs alan öğrenci (ingiliz ingilizcesi). Arzeden.

 

Exhibiter synonyms : ostentate, illustrative of, posture, display unit, exhibitioners, expose, swank, demonstrative, denotative, exhibitor, film projector, show, pillory, demonstrationists, displayer, displaying, model, hold up, open, gibbet, designative, entertainer, deictic, cinematograph, pose, moon, bench, exhibiters, possess, bring forth, exposer, denotive, sit.

Exhibiter zıt anlamlı kelimeler, Exhibiter kelime anlamı

Close : Yummak (göz). Kapanmak. Son vermek. Kapamak. Göğüs göğüse kavga. Yakın. Son. Bağlantılı. Bitirmek.

Hide : Gizlenmek. Deri. Saklanmak. Cilt. Bilgisayar, biyoloji alanlarında kullanılır. Derisini yüzmek. Yaşırmak. Post. Gizlemek. Herhangi bir hayvanın işlenmiş ya da işlenmemiş olan derisi.

Exhibiter ingilizce tanımı, definition of Exhibiter

Exhibiter kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who presents a petition, charge or bill. One who exhibits.