Expositing türkçesi Expositing nedir

Expositing ingilizcede ne demek, Expositing nerede nasıl kullanılır?

Exposition : Sergileme. Sergi. Bir konuyu, bir sorunu ya da bir yazıyı ayrıntılarına değin gözden geçirerek anlatma, yorumlama ve çözümleme işi. İzah. Eğitim, tiyatro alanlarında kullanılır. Açıklama. Serim. Oyunun öyküsünü anlaşılabilir kılmak için verilen ek bilgi. seyircilere, kişiler, çevre, daha önceki olaylar üzerine verilen bilgiler. Anlatım. Teşhir.

Expositions : Fuar. İzah. Arz ve beyan. Anlatım. Açıklama. Sergileme. Sunukluk. Teşhir. Serimleme. Yorumlama.

Expositive : İzah edici. Yorumlayıcı. Anlatan. Betimsel. Açıklayan. Tanımlayıcı. Açıklayıcı. Serimleyici. Sergileyici. İzah eden.

Exemption of exposition and fair : Hükümetin izni ile açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları tecimsel çalışmalardan elde olunan kazançlar (türkiye'de başkaca yeri ve sürekli temsilcileri bulunmamak koşulu ile). bu sergi ve panayırlarda yapılacak erkin uğraşı çalışmalarından elde olunacak kazançların gelir vergisi ile bağımlı tutulmamaları. Sergi ve panayır ayrıcalığı.

Under exposition : Düşük ışıklama. Alıcı ya da basım aygıtında, ışık yeğinliğinin, ışıklama süresinin ya da her ikisinin gereğinden az olması yüzünden konudaki tonların aktarımının gerçeğe uygun olmamasına yol açan durum. aşırı ışıklamanın karşıtı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

 

Exposing : Göstermek. Açığa çıkarmak. Sergilemek. Bırakmak. Teşhir etmek. Işığa tutmak (fotoğrafçılık terim). Ortada bırakmak. Terketmek. Maruz kalmak (kimyasal maddeye vb). Teşhir etme.

Exposit : Sergileme. Açığa çıkartma.

Overexposing : Fazlaca açıkta bırakmak. Çok uzun süre veya çok fazla ışığa tutmak (fotoğrafçılık). Aşırı ışıklamak.

Expository : İzah eden. Anlatan. Açıklayan. Yorumlayan. Açıklayıcı. İzah edici.

Misexposition : Yanlış teşhir. Yanlış sergileme.

İngilizce Expositing Türkçe anlamı, Expositing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Expositing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Account : Hikaye. Açıklama. Göz önünde tutma. Söylenti. Açıklamak. Hesap verme. Kar. Düşünmek. Tanım. Yakalamak (av).

Exhibit : Oynatmak. Sergileme, ortaya çıkarmak, gösterme. Bir filmin izleyicilere gösterilmesi işi. Ortaya koymak. Sergilenen şey. Göstermek. Bir duygu veya niteliği göstermek. Sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izlenmesini sağlamak; gösterimi gerçekleştirmek. Sunmak.

Exhibitions : Burs (ingiliz ingilizcesi). Sunma. Teşhir. Sergi. Sergiler. İbraz etme. Gösteri. Teşhir etme.

Interpretation : Açıklama. Bir yapıtın iyi anlaşılması için açıklanması. İzah. Tercüme. Çeviri. Sayılamada bölümlenen ve çözümlenen ham bilgileri değerlendirme ve anlamlı kılma işi. öğretim sırasında açıkça anlaşılmayan söz, düşünce ve görüşlere açıklık kazandırmak için kimi durumlarda kişisel kanılara da yer verilerek yapılan açıklama. Bir yapıtın anlamını aydınlatmada tutulan inceleme ya da düşünme yolu. Yasa, tüzük ve her tür işlemlerdeki yazılımların anlamlarını açıklama, çeviri yapma, birtakım eklemelerle gerçekten anlaşılır bir duruma sokma. İzah etme. Yorumlama.

 

Exposition : Açımlama. Serim. Uluslararası sergi. Oyunun başlangıç bölümü. seyircilere kişilerin durumlarını, oyunun anlaşılması için geçmişteki olayları sahnedeki olay içine kaynaşmış olarak veren önemli bölüm. Açıklama. Arz ve beyan. İzah. Bir konuyu, bir sorunu ya da bir yazıyı ayrıntılarına değin gözden geçirerek anlatma, yorumlama ve çözümleme işi. Serimleme.

Expositions : Açıklama. Yorumlama. Beyan. Sunukluk. İzah. Serimleme. Teşhir. Fuar. Sergi.

Exhibition : Gösteri. Burs (ingiliz ingilizcesi). Sunma. İzhar. Şölen. İbraz etme. Sergi. Bir ülke, yöre, kesim ve gerçek veya tüzel kişilerin kendine özgü ürünlerinin, tanıtım ve satışı amacıyla ulusal veya uluslararası düzeyde sürekli veya geçici olarak toplu biçimde gösterildiği yer. Sinema işleyiminin, filmlerin izleyicilere gösterilmesiyle uğraşan kolu. Oynatım.

Explanation : Mana. İzah. Anlamlandırma. Anlam. Tanımlama. Bir olay ya da bir kavramı örtük ve kapalı yönleriyle çözümleyerek, tüm içerimlerini sayıp dökerek açıklığa kavuşturma. Açıklama. İzahat. Yorum.

Exhibiting : Teşhir etmek. Göstermek. Resimle gösterme. Sergilemek. Dava sırasında vesika veya delil ibraz etme. İlaç olarak vermek. Gösterme. Teşhir etme. Sunmak.

Display : Görüntü. Gözler önüne sermek. Görüntü birimi. Göz önüne sermek. Açığa çıkarmak. Sergilemek. Ekran. Sergi. Teşhir etmek.

Expositing synonyms : exhuming, expos, exposits, philosophizing, commentation, execution, executions, expounding, expo, exposit, dramatization.

Expositing zıt anlamlı kelimeler, Expositing kelime anlamı

Expositing antonyms : uninstructive.