Fluctuate türkçesi Fluctuate nedir

  • Bocalamak.
  • İnip çıkmak.
  • Yükselip alçalmak.
  • Azalıp çoğalmak.
  • Kararsız olmak.
  • Tereddüt etmek.
  • Düzensiz hareket etmek.
  • Değişmek.
  • Dalgalanmak.
  • Bir yükselip bir azalmak.
  • Yükselip azalmak.

Fluctuate ile ilgili cümleler

English: Vegetable prices fluctuate according to the season.
Turkish: Sebze fiyatları mevsime göre değişiklik gösterir.

English: The price of gold fluctuates daily.
Turkish: Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

Fluctuate ingilizcede ne demek, Fluctuate nerede nasıl kullanılır?

Fluctuated : Yükselip azalmak. Tereddüt etmek. Yükselip alçalmak. Bocalamak. İnip çıkmak. Değişmek. Düzensiz hareket etmek. Dalgalanmak. Azalıp çoğalmak. Kararsız olmak.

Fluctuated the shekel : Ekonomik durumdaki dalgalanmaya göre şekel veya miskal oranını değişen.

Fluctuates : Kararsız olmak. İnip çıkmak. Dalgalanmak. Düzensiz hareket etmek. Bocalamak. Dalgalanmalar.

Fluctuating : Dalgalanan. İnip çıkan. Bocalayan. Yükselip alçalan. İstikrarsız. Kararsız. Oynayan. Dalgalı. Düşen ve yükselen. Dalgalanma.

Fluctuating exchange rate : Dalgalı kur. Dalgalı döviz kuru.

Fluctuational : Stabil olmayan. Dalgalanan. Titrşen. Çekilen ve geri taşan. İstikrarsız. Düzensiz. Sallanan. Bocalayan.

Fluctuation : Sendelenim. Kararsızlık. Çalkantı. Oynama. Dalgalanma. Azalıp çoğalma. Değişme. Düzensiz değişim. Bir değerin, ortalama değer çevresinde oynaması. Bir niceliğin ortalama değer yöresinde düzensiz değişimlere uğraması.

 

Aggregate fluctuation : Toplu dalgalanma.

Market fluctuation : Piyasa dalgalanması. Genel sataktaki mal ederlerinin sık sık aşağı yukarı dalgalanması. Genel satak dalgalanması.

Force fluctuation : Kuvvet dalgalanması.

İngilizce Fluctuate Türkçe anlamı, Fluctuate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fluctuate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Alters : Başkalaşmak. Başkalaştırmak. Değişiklik yapmak. Kısırlaştırmak. Değiştirmek. Hadım etmek (hayvan).

Floundering : Bata çıka yürümek. Bocalayan. Boşuna çabalamak. Şaşırıp kalmak. Debelenmek. Bocalama.

Flourishes : Savurmak. Büyümek. Sergilemek. İlerlemek. Sallamak. Süslü konuşmak. Güzelleşmek. Süslemek. Gelişmek. Sağlıklı olmak.

Barter : Değiştirmek. Mübadele etmek. Trampa etmek. Değiş tokuş etmek. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Değiş tokuş yapmak. Takas. Takas etmek. Takas yapmak.

Flutters : Çabuk çabuk sallamak. Pırpır etmek. Pırlamak. Çırpışmak. Titretmek. Çarpıntılı olmak. Çırpınır gibi düşmek. Titremek veya hafifçe dalgalanmak (rüzgarda). Titremek.

Barters : Mübadele etmek. Değiş tokuş yapmak. Takas. Takas etmek. Değiş tokuş etmek. Değiştirmek. Trampa etmek. Takas yapmak.

Blows : Şişirmek. Islık çalmak. Bitmek. Büyütmek. Üflemek. Patlamak. Filizlenmek. Blow (üflemek). Dalgalandırmak.

Faltered : Gücünü kaybetmek. Düşmek. Sarsılmak. Tereddüd etmek. Duraksamak. Titrek bir sesle konuşmak. Hızını kaybetmek. Duraklamak. Sendelemek. Sersem sersem yürümek.

 

Demur : Karşı koymak. Karşı çıkmak. İtiraz. Etmek. Kabul etmemek. Duraksama. İtiraz etmek. Zorluk çıkarmak. Tereddüt.

Doubt : Kuşkulanmak. Şüphe etmek. Zannetmemek. Şüphesi olmak. Emin olmamak. Kuşku. Şüphelenmek. -den kuşku duymak. -den kuşkulanmak.

Fluctuate synonyms : demurred, bob, be of two minds, amend, be in a state of flux, flourish, demurs, hang back, amended, falter, dithered, change, dither, blow hot and cold, undulates, floats, fluster, alternate, be in two minds, fluctuates, billows, doubts, alter, be undecided, dithers, flourished, fluttered, be vague about something, seesaws, balked at, seesawed, altering, fluttering.

Fluctuate ingilizce tanımı, definition of Fluctuate

Fluctuate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To roll hither and thither. To cause to move as a wave. As, a fluctuating field of air. To float backward and forward, as on waves. To put in motion. To wave. To move as a wave.